30.12.2010

BULAŞICI SEVGİLER....



Hastadır evin oğlu...Gözler ateşten kırmızıya dönmüş...
Öksürürken kendi ciğerini değil,annesininkini parçalar...
'Bana sarıl anne' der.'Beni öp'
Anne sımsıkı tutar elini,hiç bırakmaz.Öper öper,koklar...
Eeeee...bulaşıcı sevgi buna denir işte....Anne de öksürüp aksırmaya başlar bir süre sonra...Ama aldırmaz.
Gece,küçük adamın ateşinin düştüğünden iyice emin olana dek uyumaz.Ateşi düştüğünde ise üzerini örtüp bir öpücük kondurur,kendi aksırıklarını toplayıp usulca yastığının altına sıkıştırıverir.Çünkü küçük adam iyileşene dek annesinin cebinde taşıdığı sümüklü mendil sadece oğluna ait olandır....
İşte bu yüzdendir ki anne demek çok büyük birşeydir.....Ve evlat candan ötedir......
SEVGİYLE VE SEVDİKLERİNİZLE KALIN....

29.12.2010

BEDAVA KOL SAATİ KAZANDIN!HADİ CANIM SEN DE...

MERHABALAR....
Yılın sonuna yaklaşırken size yeni bir sahtekarlık türünden sözetmek istiyorum.Cep telefonuna gelen 'bedava kol saati kazandınız.Hemen arayın.Üstelik elektrik faturasından da tasarruf edin(ne alakaysa?)' mesajı.
Yapılan çekilişlerde gayet şanssız bir insan olarak zaten üzerime alınıp ta aramadım.Ama aynı mesaj bir ay sonra eşime de gelince biraz internetten araştırma yaptık.
Eğer ciddiye alıp ararsanız birkaç sıradan sorunun ardından bir şekilde kredi kart bilgilerinizi ele geçiriyorlarmış.Eh sonrası da malum....
Belki siz aramayabilirsiniz ama unutmayın ki çocuklarımız böyle mesajlara karşılık verebilir.O yüzden aklınızda bulunsun.
SEVGİYLE KALIN,KANDIRILMAYIN!
(Burada da daha önce yazdığım başka bir dolandırıcılık hikayesi var....)

14.12.2010

İNCE EKMEK MUSKASI

Merhabalar herkese....
Bugün memleketim Çankırı'ya ait bir tarif yazmak istedim.Kimi yörelerde saç ekmeği ya da yufka ekmeği de denen ince ekmeğin içerisine tulum peyniri,küpecik peyniri ya da kavrulmuş kıyma konularak muska şekli verilir.Muska şekli verilirken aralara yağ sürerseniz daha çıtır pişecektir.
Örneğin ben tavayı da yağlayarak pişiririm,annem ve anneanem yağsız olarak .Kısaca herkesin zevkine göre değişiyor.Yağsız tavada yapıldığında bu şekilde gevrek görünmüyor.
Bir de fasulye kavurması yaparız ki onu da ince ekmekle yemek büyük bir keyif doğrusu.
İşte bugünün ya da belki bu haftanın tarifini de yazmış oldum.Bloğuma uzun süreli ara vermek istemesem de şu günlerde ilgilenmem gereken başka işler olduğundan yine karabatak modundayım.O nedenle de yazıp gidiyorum,özlediğim sayfalara bile uğrayamadığım oluyor.Ya da kimi zaman okuyup yorum yazamadan çıkmak zorunda kalıyorum.Ama ne olursa olsun buraların havasını koklamazsam da kendimi eksik kalmış hissediyorum.
Yani lafın kısası iyi ki burdayım....
SEVGİYLE VE DOSTLUKLA KALIN....

7.12.2010

EFE'YE BORCUMUZ VAR....


SELAMLAR....
Anneciği 'büyütecek bir oğlumuz kalmadığı için olayı büyütüyoruz.' demiş.
Hatırlar mısınız;Efe bir anaokulu öğrencisiydi.Kırık bir lavabo,yalnız gönderildiği tuvalette üzerine düşüp hayatına son vermişti.Efe'nin ailesi ,bu ihmalkarlığın hesabını sormak için bir imza kampanyası başlatmış..
Siz de sessiz kalmayın.Okullarda çocuklarımızın tüm sorumluluğu orada görev yapan insanlara aittir.Oradaki her öğretmen çocuklarımızı kendi çocukları gibi korumak,kollamak zorundadır.
Okul müdürleri güvenliğe dair tüm tedbirleri almak zorundadır.Ve bunun başka türlü bir anlatımı olamaz.
O yüzden siz de bir imzayla desteğinizi gösterin.Tüm çocuklar için....
SEVGİYLE VE DUYARLI KALIN....

27.11.2010

7. ÜLKELER EL SANATLARI VE HEDİYELİK EŞYA FUARI (AKM)

Merhabalar....
Ülkeler,fuar,hediyelik eşya kelimelerini okuyunca kalktık gittik Atatürk Kültür Merkezi'ne...

Uluslararası ve kapsamlı bir fuar bekliyorduk.Açıkçası hayal kırıklığına uğradık.Afrika,Türkmenistan,Kazakistan,İran gibi ülkeler vardı.Bizim standlar ise daha fazlaydı.Seramik,cam işleme,iğne oyası,bakır gibi ürünler vardı.Bol bol da takı elbette...

Sevmediğim şeylere gelince ;gezme alanı çok dardı.Arada çay arabaları dolaşmaya başlayınca durum daha da çekilmez oluyordu.Satış yapan kişilerin arada bir ısırıp tezgaha bıraktıkları lahmacunların dalga dalga yayılan kokusu da insana rahatsızlık veriyordu.

Öyle böyle gezip bitirdik.Ankara'da olanlar önümüzdeki haftaya kadar görebilirler.Giriş ücreti 1,5 lira.
Gezinin sonucu şuna karar verdim;bir parça İran standını beğenmiş olsam da yine de ne varsa bizimkilerde var...Çin işi,değersiz parçalara ucuz oldukları için prim vermek yerine kendi el sanatlarımıza destek vermeliyiz bence...

SON NOT:Fuardan çıkışta tam karşınızdaki yiyecek çadırına da uğramayı sakın unutmayın.Hatta laf aramızda ,benim bu gezide en çok sevdiğim yer de burasıydı.Değişik yörelere ait bir çok lezzeti önünüze seriveriyorlar.Hangisini yiyeceğinizi şaşırıyorsunuz....Of ki offff...
İşte güzel ama yorucu bir cumartesinin notları....
SEVGİYLE VE NEŞELİ KALIN.....

26.11.2010

SULUHAN

SELAMLAR.....
Bayramdan önceki hafta sonu kendimizi Ulus'a attık.Aslında niyetimiz
annemin tarif ettiği şekliyle İtfaiye Meydanı denilen spot satışların yapıldığı yere gitmekti.
Her ne kadar Ankara'lı olsam da üniversite ve evlilik derken 15 yıldır buralardan uzak olduğumdan ne yazık ki bulamadık:))
Şuradan gidelim,buradan geçelim derken Ulus Hal'inin karşısında Suluhan'ı gördük.Belki eskiden onlarca kez önünden geçmişimdir ama hiç dikkat etmemişim.
15.yy da yapılmış bir yapıymış.Kapıdan içeri adım atınca özellikle takı işiyle ilgilenenler için tam bir cennet olduğunu görüyorsunuz.Her türlü incik ,boncuk,ahşap objeler,ahşap boyaları,nikah şekerleri,yapma çiçekler,bahçe süsleri,kurdeleler,sünnet malzemeleri,kıyafetleri,düdüklü lastikleri,ocak başlıkları,güveç kapları,semaverler.....
Kısaca aklınıza gelen gelmeyen bir çok şey var.Ayrıca doğal taşların satıldığı çok güzel bir takıcı da var. Orta kısmında da keyifle çay içebileceğiniz bir çay bahçesi var.Çok fazla duramadık.Belki benim dikkat edemediğim ayrıntılar da vardır.
Bayram sonrası daha ayrıntılı gezmek üzere oradan ayrıldık.
Ankara Kalesi 'ni de gezmeyi düşünüyorduk.Ama çokça yürüyüp yorulduğumuzu farkedince onu da başka bir güne bıraktık.Çünkü kalenin de gezilecek ve zaman geçirecek yerleri olduğunu gezenlerden duydum. İşte böyle...Ankara'nın her yaş diliminde insana ayrı ayrı anlamlı gelen caddeleri,sokakları var...Örneğin lise döneminde de özellikle 8 Mart'larda YÜKSEL CADDESİ favori yerimizdi...:)) Şimdilik bu kadar....Kendinize iyi bakın.. SEVGİYLE VE ANILARINIZLA KALIN....

20.11.2010

BİR VARMIŞ BİR YOKMUŞ...

BİR BAYRAM DAHA GEÇTİ................
Uzun zamandır geçirdiğim en yoğun bayram oldu.Farklı bayram lezzetleri arasında fotoğraftaki bu meyveyi de ilk gördüğümde kiraza benzetip sonra da minyatür bir elma olduğunu görünce oldukça şaşırdım.
Belki sizler biliyorsunuzdur ama ben bu boyutta elma yetiştiğini bilmiyordum.Yaşadığımız günler gibi çabucak bitiverse de tadı güzeldi...
Elma beni sevdi mi bilmem ama ben elmayı sevdim :))
SEVGİYLE KALIN....

13.11.2010

MEYVELİ AŞURE

SELAMLAR....
Giden gitti,kalan kaldı.
Gidenlerin işi kolay da kalanlar için koşuşturmalı günler başladı.
Ben de kalanlardan olarak işlerimin arasında blogcudan kalma,annemin değişik bir tarifiyle geldim bugün.
Meyveli aşure için;
1 portakal kabuğuyla birlikte küçük küçük doğruyoruz.2 tane kabuğu soyulmuş elmayı ve 20 adet kuru kayısıyı da aynı boyda doğrayıp ekliyoruz.
1 su bardağı kuru üzüm ve 1 fincana yakın pirinci de tüm malzemelerle tencereye koyarak üzerine 1,5 su bardağı şekerle 6 su bardağı su ilavesiyle pişirmeye başlıyoruz.
Bu arada 1 su bardağı su ile 1,5 yemek kaşığı mısır nişastasını ıslatıyoruz.
Aşuremiz yaklaşık 40 dk. pişip kıvama geldikten sonra nişastalı suyu ekleyip biriki taşım kaynatıp söndürüyoruz.
En son kaselere koyarak üzerine dilediğimiz şekilde süslüyoruz.
Tabii ki sevdiklerimizle paylaşmayı unutmuyoruz.
Afiyet olsun....

SEVGİYLE VE SEVGİNİZİ PAYLAŞABİLECEĞİNİZ İNSANLARLA KALIN....

10.11.2010

ARDINDAN....

ATAM.....
Senin için ne yazsam anlamsız kalacak biliyorum....
Küçükken ; sanatla,sporla,bilimle vb. konulardaki sözlerini okurken anneme sorardım;'Atatürk oturup her konuyla ilgili bir söz mü yazmış?'diye....
Annem de 'onlar yaptığı konuşmalardan alınan sözler...'derdi.Doğruydu işte.Senin her konuda bir fikrin ,her konuda bir hedefin ve vizyonun vardı.Sen yoksul,umutsuz halkı umutla,şahlanarak ayağa kaldıracak kadar güçlü bir liderdin.Büyük bir adamdın....Adam gibi adamdın....
İşte bu yüzden kimse bu sevgiyi yüreklerden söküp atamayacak.Sen ne kadar büyüksen,onlar da o kadar küçük çünkü.
Ben bugün 09:05 te gözyaşlarımı boğazıma düğümleyip saygıyla eğildim karşında...
Ben senin izindeyim....Oğlum ATA da sana ve vatanına yakışır bir insan olarak yetişiyor....Ve binlercesi.....
SEN IŞIKLAR İÇİNDE OL ATAM.....

5.11.2010

ŞİRİNLER.....

Merhabalar....
Bir haftayı daha bitirdik.Havalar da çok güzel gitti.Umarım hafta sonu da böyle devam eder de rahat rahat gezeriz.
Bugün görücüye çıkan keçe çalışmalarımı internette gezerken gördüğüm modellerden esinlenip yaptım.Kendimi övmüş gibi olmasın ama çok ta şirin oldular.Eh bebekle ilgili olan herşey güzel oluyor.
Ben bu tür süsleri, götürdüğüm hediye paketlerini süslemek için kullanıyorum.Ya da bebek görmeye giderken altınımızı buna iliştirip verebiliriz.Altın epeyce pahalı bir hediye olsa da emek verilmiş bir hediye de anlamlı olur bence.
Hepinize iyi hafta sonları diliyorum.
SEVGİYLE KALIN....

3.11.2010

YILBAŞI AĞACINA BİR ÇORAP....

Selam....
Keçelerle oynamaya devam ediyorum....Sırasını bekleyen çok şey var .
SEVGİYLE VE RENKLİ KALIN.....

31.10.2010

KULAĞIMI TIKARIM,BOŞ BOŞ BAKARIM...

Hepinize merhaba...
Her zamanki gibi gece gece yazasım geldiğinden geçtim minibookumun başına.Şimdi yazacaklarımdan sonra beni sakın çağdışı,teknoloji düşmanı,geri kafalı saymayın.Ama bugünkü gezip tozmalarım sırasında yine aynı manzaralarla karşılaştığımdan yazmadan duramadım.
Hani şu ıpod,mp3 player vb. kulak tıpalarından bahsediyorum.Otobüste,metroda bu şekilde boş ve anlamsızca bakan bir sürü insan var.Müzik duygu değil midir???Evet,ama onlarda duygu yok,kıpırtı yok,en ufak bir heyecan belirtisi yok.Ne bileyim,örneğin insan romantik bir şarkı dinler de şöyle bir hislenir ya da cıvıl cıvıl bir müzik çınlıyordur da kulağında,insan kıpraşmaktan kendini alamaz.
Yok,yok.....öylece ,anlamsızca ,ben ayrı bir dünyadayım modunda insanlar...Dinlediğin müzik bir şey hissettirmiyorsa ya da hissettiğin şeyi göstermek ayıp olur diye kasılarak,kendini sıkarak dinliyorsan hiç dinleme..
Üstüne üstlük bir de sesini sonuna kadar açıp yanında oturanı da kendi müzik zevkine hapsetme kardeşim....
Ahhh...ahhh...Yıllar önce Sezen Aksu'nun 'GİT' adlı kasetinin çıktığı ilk gün hemen alıp,walkmane minik bir hoparlör uydurup apartmanın arka bahçesinde,defalarca başa sarıp 'GİT....GİT...GİT...MEEEE....' nidalarıyla dinlemiştik..
Yine geldim yazının bitiş yerine...
SEVGİYLE VE DUYGULU KALIN.....

29.10.2010

ANNELER ; BU ANTİBİYOTİK TOPLATILIYOR....

Merhabalar....
Nette gezerken bu habere rastlayınca sizinle de paylaşmak istedim.Çünkü hepimiz çocuklarımız için bu antibiyotiği kullanıyoruz.
HABER ŞÖYLE....
"Çocukların tedavilerinde kullanılan “Augmentin-BID 200/28 mg oral süspansiyon hazırlamak için kuru toz, 70 ml” adlı antibiyotiğin üç serisi için geri çekme işlemi uygulanması kararı alındı.



Glaxo Smith Kline İlaçları San. ve Tic. A.Ş. tarafından eczacılara gönderilen yazıda,”Augmentin-BID 200/28 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz, 70 ml” adlı ürünün 9061736 seri numarası (İmal tarihi:06.2009 Son kullanma tarihi:06.2011) ve 9061787 seri numaralı ürüne (İmal tarihi:06.2009 Son kullanma tarihi:06.2011) “fiziksel yönden firma spesifikasyonuna uygun bulunmaması nedeniyle”, 9092273 seri numaralı ürüne ise (İmal tarihi:09.2009 Son kulanma tarihi:09.2011) serisine ise “fiziksel ve kimyasal yönden firma spesifikasyonuna uygun bulunmaması” nedeni ile 2. Sınıf B seviyesinde geri çekme işlemi uygulanması kararı alındığı bildirildi.



Eczanelerin, söz konusu ilaçları 26 Kasım tarihine kadar ecza depolarına iade etmeleri istendi.



Amoksisilin ve Potasyum klavulanat içeren ve penisilin grubu antibiyotikler içerisinde yer alan “Augmentin -BID 200/28 mg. oral süspansiyon hazırlamak için kuru toz 70 mg.” adlı ilaç, sinüzit, zatürre, kulakta gelişen enfeksiyonlar, bronşit, idrar yolları iltihabı ve cilt enfeksiyonlarının tedavilerinde kullanılıyor."
Hepinize iyi tatiller...
SEVGİYLE KALIN....



28.10.2010

SEVGİLİ ATAM......


Sevgili ATAM;
Sana ve senin yanında yer alan o korkusuz yüreklere teşekkürler....
SİZ VARDINIZ....O YÜZDEN ŞİMDİ BİZ DE VARIZ....
CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!!!!!!

27.10.2010

POSEİDON VE DALİDA (1)


"Bir yaprak gönder bana,
bir koruluktan koparılmış olsun,
hiç değilse evinden yarım saat öteden.
Sen oraya dek yürür güçlenirsin,
bense kalkar teşekkür ederim sana
         o güzel yaprak için.''
       BERTHOLT BRECHT
*******************************
Çok sevdiğim bu şiirin ardından yine bu güzellikte bir sanal alem hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum....Buyrun....
POSEİDON VE DALİDA
Bundan tam 13 yıl önce.Eve bilgisayar alınmış,internet bağlanmış.Telefonda müşteri yetkilisine sorulan ve hiç unutulmayan o soru;( "iyi de bu @ işaretini nasıl yapacağım???" )o zamanlar çok ta garip gelmiyormuş.
İnternet gelmiş iyi etmiş te ilk günler yalnızca hürriyet.com.tr adresi bilindiğinden ,yapılan tek şey haberleri okumakmış.Zaten internet hızı emekleme kıvamında olduğundan tuşa basılır,ekran anlamlı gözlerle süzülür ve yazılar göründüğünde mutlu olunurmuş.
Sonradan acemilik gidip te surf yapmayı öğrenince bir sohbet odasına rastlanmış.O zamanlar sosyal ağlar tüm yurdu sarmadığından öyle msn,ıcq,anlık ileti gibi şeyler yokmuş tabii.İletiler ENTER tuşuna basıldıktan epeyce sonra ekrana çıkarmış.
Karşı tarafın yanıtı beklenirken de evde yapılacak işler yapılır,bir şeyler atıştırılır,arada da ekrana bakmaya gelinirmiş.İnanın şu an için abartılı görünse de durum aynen böyleymiş.
Sohbet odasında ise henüz sahte kimlikler,sahte cinsiyetler hakimiyet kurmadığından,insanlar gerçekte neyse öyle yazışıyormuş.Her akşam aynı kişilerle sohbete başlanır,değişik konular tartışılır,internetin alfabesi çözülmeye çalışılırmış.
İşte bir akşam Dalida,Poseidon'la karşılaşmış.O da internetin acemi tayfasındanmış.
Sonra...
SONRASI başka bir zamanda...Poseidon ve Dalida başlıklı yazılarda...
SEVGİYLE VE AŞKLA KALIN...

26.10.2010

GÜNLER DÜN OLURKEN....


Merhaba;
Günler alabildiğince hızla geçiyor...Geçen kış bitmek bilmeyen günlerimi düşününce,bunun tamamen insanın ruh hali ile ilgili olduğuna karar verdim....
İşte,günler geçerken  bir de bakmışız ,yılbaşı gelmiş.O yüzden ben şimdiden başladım süsleri hazırlamaya.
Keçelerim ve ben mutluyum.
SEVGİYLE VE MUTLU KALIN....

24.10.2010

CİN GİBİ DEĞİLMİŞİM! SAF BİR MISIR ÖYKÜSÜ....


Selamlar....
Bilirsiniz ki haberlerde bile hafta sonları çok ciddi haberler verilmez.Fazla kafa yormayı gerektirmeyen,bu iki günün tembel içeriğine uygun olanlar tercih edilir.
İşte benden de size böyle bir post.....Ben de bunu normal bir günde burada paylaşmazdım ama işte bu pazar gününde söylemezsem çatlarım.
*****************
Konu şu.....Kış kapıyı çalınca kestaneydi,mısırdı peşinden gelir ya....Hani dükkanların camında yazar 'cin mısır geldi' diye...
Ha işte ...İşte....İşte ben o yazıyı okuduğumda hep şu yorumu yapardım;'vay be artık mısır bile Çin'den geliyor.'
*********************
Demek ki şu yaşıma kadar bu cin mısırla benim direk bir bağlantım olmamış:))
*********************
Konuyu uzatmadan kenardan kenardan kaçıyorum.
SEVGİYLE  VE SAF KALIN....


23.10.2010

EKMEK PİZZASI...BİR YEDİK,BİR YEDİK....


Merhabalar herkese.....
Bugün yine keyifli bir cumartesi günü geçirmiş olmaktan çok mutluyum.Geç saatte yapılan kahvaltı,ardından son çayla birlikte yapılan gazete keyfi.Ata'ya ödevlerini bitirmesi için motivasyonlar ve en sonunda günün sorusu:Nereye gidiyoruz????
****************************

Bugün Ata'nın günüydü.Lego kolleksiyonuna yenisini ekledi.Bayılıyor legolara.Binlerce parça olmuştur.İnternetten ikinci el aldıklarımız bile oluyor.Yaşına göre türü farklılaşıyor.Şuan LEGO TECHNIC'lerle ilgilenmeye başladık.Türkiye 'de yapılan yarışmalara da katılıyoruz bazen..Bu işten en zararlı çıkan benim tabii ki...Evi süpürmeden önce kızılötesi bakışlarımla koltukların altını tarayıp lego parçalarını bulmam gerekiyor.Yoksa çoğu zaman olduğu gibi süpürge torbasının içinde parçaları aramam gerekiyor ki bu da çok eğlenceli olmuyor :))Parça eksildi mi  yandığımızın resmidir.Durum ciddi yani...

***********************
Neyse;bu alışverişler,gezmeler falan bitip te eve gelince yine bir klasik olan çay keyfi başladı.Çayın yanına da rejimi bir kenara bırakıp bu pratik pizzaları hazırlayıverdim.
**********************
Tost ekmeklerinin üzerine kaşar,sucuk,salam,zeytin ne varsa dizip biraz zeytinyağı ile çırpılmış yumurtayı fırçayla sürün.Fırının üst gözüne koyup ızgarasını açın.Böylece ekmekler kurumadan pişirebilirsiniz.Yaklaşık 5 dk.da oluyor zaten.
İşte ekmeklerin hikayesi de buydu....
SEVGİYLE VE KEYİFLİ KALIN.....

20.10.2010

ŞAMPİYON EKMEK

Selamlar.....
Ankara'da yaşayanlar mutlaka haberdar olmuştur.Ama yine de yazmak istedim.Halk ekmek tarafından çıkarılan özellikle çocuklara yönelik ,tam bir vitamin deposu olan, poşetlenmiş olarak satılan 50 gr.lık bir ekmek.Paketin üzerinde içeriğindekileri görebilirsiniz.
Kurabiye kıvamında ve tadında.Özellikle Ata gibi kahvaltı dışında hiç ekmek yemeyen çocuklar için ideal.Evimin uzağında olmasına rağmen yine de büfeye gidip alıyorum.Laf aramızda ben de severek yiyorum:))Bir de fındıklı ekmek var ki onun da tadı süper....Efendim ????Kilo vermek mi dediniz???Sahi ya:))
Bu arada tarihi yazgı değişmediğinden Ata hastalığını bana devrediverdi.O yüzden öylece oturup duruyorum.Şimdilik kendi teşhisimi kendim koyduğumdan varolan ilaçlarla iyileşmeye çalışıyorum.Eh olmazsa tıpış tıpış doktora gideceğiz tabii:))Ne yapayım,uslu bir hasta olmama rağmen yine de doktora gitmeyi hiç sevmiyorum...'Seven var mıdır?' demeyin,inanın var!!!
Evet ,evet kimi yakınlarımın söylediği gibi 'çok çeneliyim' farkındayım.
Sustum.....
SEVGİYLE VE SAĞLIKLI KALIN....

18.10.2010

TAMAMLANMAMIŞ ÖYKÜLER

Merhaba....
Yarım kalan ,tamamlanmamış öyküler vardır.Yutkunduğunda boğazında takılı kalan şeydir o.Gözlerini kapatıp yeniden yaşamak isteyip te yaşayamadığındır.
'Keşke'lerle doludur...'Umut' barındırır içinde.'Hasret' hiç dinmez.
Geceleri yastığa başını koyduğunda gözlerinden süzülüp te kulağının içine akıveren gözyaşındır.Bir simit kokusunun öykünün bir yerinden çıkıp seni darmadağın etmesidir.
Yanıtsız sorularla çevrilidir.Hep seferinde bir başka sızlatır içini....
Öylece durur.Kaldığı yerde!
Yarım.....Bitmeyen.....Sonsuz......
****************************************************
Fotoğraftaki Ata'ya taraftar bebek olarak başladığım bir bebek.Geçen kıştan öylece kalıvermiş.Şimdilik canım devam etmek istemedi.
Belki sonra...
******************************************************
Sevgisiz ve eksik kalmayın....

16.10.2010

Ankara...Yağmur...Anne eli....

Selam....

Biraz coşkulu bir sonbahar günü...Yağmur,şakır şakır kavramının daha da üzerinde 'gökler mi delindi ne?' kıvamında yağdı bütün gün.

Hafta sonu,kapalı bir hava,yağmur falan derken aklımızdan 'eskiden olsa sobada çıtır çıtır kestane yapardık' diye geçirip tüm nostaljik halimizle,burnumuzu yeni silinmiş camlara dayayıp dışarıyı seyrettik.

İçerde olmasına içerdeydik iyi ki de,ne var ki biraz yağmur,biraz şimşekle iflas ediveren elektrik şebekesi bırakın sobayı kombiyi bile yaktırmadı bize...

Ama akıl ettim de laptopu sarjsız bırakmadım.Zira bu cumartesi gecesinde yine elektrik yok.Artık sarjımın götürdüğü yere kadar gideceğim:))

Herneyse...İşte böyle tam evde oturulası,tembellik yapılası bu yağmurlu günde çalan kapımı bu mis gibi poğaça ve irmik helvasının kokusuna açtım....

Hımmm...dedim,anne eli değmiş gibi...Gibisi fazlaydı tabii...

Bir yedim ,bir yedim.....Annem poğaçanın çok pratik bir tarifi olduğunu söyledi.Sonra yazarım dedim ,hemen bir fotoğraf çekiverdim...

Yemeden içmeden sözedip durdukça da geçen yılki pantolonumun durduğu yerde darlaşıvermesi(!) aklıma geliyor ,sinir oluyorum.Bir önceki yıl fazlalık olan 5-6 kiloyu verdiğimde 'bayağı zayıfladın sen' diyenlere 'yok canım,sahiden mi?' diye şımarıkça gülümsediğimi düşünüyorum da...Ne güzel günlermiş!

Olsun.... Buraya not düşüyorum.....NOT:Bu kilolar verilecek....Ben nelerin üstesinden geldim be...:)
Yine konuştum da konuştum....Şimdi ben gideyim....Ankara ağlamaya devam etsin....
Sevgiyle ve zayıf kalın....

BEN TOKUM YA SEN????


Merhabalar.....
Bugün Dünya Gıda Günü....Bu nedenle Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü açlık sınırındaki 1milyar aç insana dikkati çekebilmek amacıyla internet üzerinden imza kampanyası başlatmış.
Türkiye'den 200 bin imza hedefleniyor.Kampanyaya TOBB da destek veriyor.
Kampanyaya katılmak için www.1milyarinsanac.org adresine gidip linki tıklamak yeterli oluyor.
************************************************
Bu kampanya ne kadar etkili olur,gerçekten bu kara yazgının değişmesini gönülden isteyenler kimlerdir bilemem.Ama şurası kesin ki bu tür güçlü katılımlar mutlaka bir ses getirir.
Bizler de bloglarımızda o iştah açıcı lezzetleri paylaşıyorken,bunlardan yoksun olan insanlar için 'benim elimden birşey gelmez ki 'bahanesine sığınmadan işte şimdi elimizden geleni yapalım...
Sadece bir TIK...Var mısınız?????
Sevginizi ve ekmeğinizi korkmadan paylaşın.....

8.10.2010

MÜSEBBİYE KÖFTESİ


Gün geceye dönerken hepinize merhaba.....
Sabah buz gibi bir havaya uyanıverdik.
Evden dışarı 'ekim ayında da kaban mı giyilirmiş?' şeklinde bir ukalalıkla bir şemsiye ,bir kapşonlu sweatshirtle çıkıverdim.
Öyle ya ,dün şıpıdık terliklerle gezinirken pek te komik olurdu kışlıklara bürünüvermek!
Derken bir tokat gibi yüzüme çarpıveren o ayaz.Eve geldim.Kombiyi açtım.
Kaban,bot vs. kışa dair ne varsa vestiyerin üzerine yığdım.Şimdi sıcak sıcak oturuyorum.
Haaaa....3gün sonra geleceği söylenen pastırma yazında iyice şaşkına dönecek bedenim ve ruhumu nasıl normale döndürürüm bilemem artık:))
***************************************************************
Müsebbiye köftesine gelince..
İnsan annesiyle aynı apartmanda oturunca işte böyle hoş sürprizlerle karşılaşıyor.
'Sen akşama yemek yapma,çok değişik bir köfte yapıyorum.'dedi.
İtiraz etmedik tabii.
Afiyetle de yedik.
Sonuç olarak köfteler harikaydı.
İçinde kıyma,ince bulgur ,haşlanmış patates gibi malzemeler varmış.
Ayrıntılı tarifi öğrenip daha sonra ekleyeceğim.....
****************************************************************
Günlük telaşlara gelince;Ata mevsim geçişlerinin ilk hastalığına adım attı.
İlaçlar mutfak tezgahının üzerine dizilmeye başladı.Ah astım ah..
Bakalım ne zaman bırakacak yakamızı???
Hastalık bitmez tabii...Geçenlerde eşimin korkunç ağrılar çekmesi üzerine apandistten korkup acile koştuk.
Meğer taş sancısıymış.
Hep duyardım da gözümle görünce inandım ki gerçekten feci birşeymiş.
***************************************************************
Yeni bir şehir,yeni bir öğretmen,yeni bir okul...Bambaşka bir düzen oldu.
Ve ne yazık ki bazı tereddütler de yaşıyoruz.
unları sonra paylaşırım....
Şimdilik gidiyorum....Sevgiyle kalın.....
****************************************
Tarifi ekliyorum...
*1 su bardağı ince bulgur
*2 tane haşlanmış patates
*250 gr dana kıyma
*1 soğan
*1 yumurta
*tuz,karabiber,kırmızı biber vb.
*kızartmak için sıvı yağ,1 yumurta ve 1 yemek kaşığı galeta unu
Bulguru iyice yıkadıktan sonra ezdiğiniz sıcak, haşlanmış patatesle iyice yoğurun.
Sonra çok küçük doğranmış soğan,maydonoz,kıyma ve baharatlar ile yoğurmaya devam edin.En son olarak köftelerinizi yuvarlayıp yumurta ve galeta ununa bulayıp kızartın.
Malzemeleri arttırıp kızarmış köftelerin bir kısmını buzluğa kaldırabilirsiniz.
Afiyetler olsun.....

6.09.2010

NEHİR GÖKYÜZÜNE AKIYOR......

Sevgili Nehir annesinin kollarına sıcaklığını ve kokusunu bırakıp gökyüzüne ,hastalıksız,sıkıntısız,hep gülebileceği bir yere gitti...
Yolun ışıklarla dolsun küçük melek...
Anneciğine ,seni sevenlere sonsuz bir sabır diliyorum.Siz de acılarını paylaşmak isterseniz lütfen sayfalarını ziyaret edin.
Söz burada bitti.
http://nehir-im.blogspot.com/

1.09.2010

GELİRSEN KAPIYI ÇAL.....


Selamlar.....
SARI KUŞ defne yaprağından havalanıp,keçeden yaptığım çiçeğe ilişiverdi.Nazar boncukları,'hoşgeldin' işlemesi,güleryüzlü bir bebek te onlara katıldı.
Kapımın üzerinde sevdiklerimi sevgiyle karşılamak için yerlerini aldılar.
Sevgiyle çalın kapımı,dostlukla çalın.Gülücükler getirin,bereket getirin.
BEN SİZİ SICACIK BİR MERHABAYLA KARŞILARIM.......

19.08.2010

YAZ GÜNÜ KLİMALAR ÜFÜRSÜN SENİ!!!!

Sen misin 'sıcak,sıcak' diye klimaların karşısında salına salına gezen...İşte böyle boğaz ağrısı,hapşuruklar ve bitmek bilmeyen burun akıntısıyla kalakalırsın.
Ben yaptım bir hata...Aman siz sağlıcakla kalın....:)

11.08.2010

'ÖYLE BİR HAVADA GEL Kİ.....'

Sıcağın hem bizi hem kendini aştığı Ankara günlerinden yeniden merhaba......
Bilenler bilir de bilmeyenler için yazayım.10 yıl önce evlilik nedeniyle ayrıldığım Ankara'ma tayinimizin buraya çıkmasıyla yeniden kavuştum.Kavuşmakla kalmadım,anneciğimle aynı apartmana taşındım.Eh daha ne isteyim????
İyi hoş ta şu Ankara'nın bize yaptığı bu SICAK(!!!!!) karşılamaya ne demeli.....Nerdeyse sıcaklık 30 derecelere
indiğinde üşüyeceğiz.40 derecelere öyle alıştık ki...Gerçi alışmak dediğim şey 'öffff,pöffff' diyerek odadan odaya gezinmek,gece 2 saate inen uykunun devamını getirmek için serin yerler aramak şeklinde özetlenebilir.
Örneğin biz oğlumla 1 haftadır uyanır uyanmaz anneme gidiyoruz..Çünkü saat üçe kadar serince oturmak mümkün:)
Tabii şu an espirili birşeymişcesine yazdığım konu bir 'küresel felaket' ....Bununla ilgili geç kalmadıysak yapılacak şeyler var mıdır diye ayrı bir yazıda tartışabiliriz.Sanırım durumun ne kadar ciddi olduğu bu yıl çok iyi anlaşıldı.O yüzden kendimize çeki düzen vermemiz gerekiyor.Acillll.....
Şimdilik bu kadar...Görüşürüz....
DİP NOT:Serinlemek için GÖKSU PARK' a gidiyoruz.Eh insan onca yıl denize baka baka yaşayıp ta bozkırlara gelince sulak yerler arıyor...Şaka bir yana göl kenarında üfüren havadan bir nebze almak için Ankara'lılar oraya akın ediyor.Salıncak cafede de sallanarak demli bir çay iç....ohhhhh...Sonra da eve gelip SICAK(!!!!) yuvana kavuş:))

12.06.2010

EVİM EVİM GÜZEL EVİM......

Merhabalar....
Ankara'ya taşınacağımı söylemiştim.Çok büyük bir tesadüfle annemin oturduğu apartmanda kiralık daire bulduk ve hemen kiraladık....
Eeeee ne diyeyim....Çok mutluyum....Annem hemen boya badana işlerini halletmiş.Haftaya ben de Ankara'ya gidiyorum...Bir süre internetten uzak kalacağız ama dönünce herşeyi anlatırım...
Herşey gönlünüzce olsun...

28.05.2010

'GÜN EKSİLMESİN PENCEREMDEN'

Yeni bir günün sabahından merhaba....

Oğlumun bahçedeki defne ağacından koparıp getirdiği dalın üzerine bir kuş konduruverdim. Mutfaktaki sarı bezlerden birinin hayatına bir anlam kattım:))Bakmasını bilmek dedikleri şey bu olsa gerek....

Duygusallığımın doruğa çıktığı önceki postuma gelen tüm mesajlara teşekkürler.O an gerçekten paylaşmaya ihtiyaç duydum ve bana çok iyi geldi.
Ev durumuna gelince;Ata'nın su çiçeği salgınından nasibini almasıyla toplanma çalışmaları biraz kesintiye uğradı.Bugün vitrinin içini boşalttım.Birazdan gidip onları kolilere yerleştirmeye başlayacağım.Aslına bakarsanız daha 1 aya yakın süre var ama heyecandan nerdeyse bütün evi kolileyip kapının önüne koyacağım:)
Haftaya yorganlar yıkanıp kaldırılacak....Halılar yıkanmaya gönderilecek...
Eh..Bana müsade....Hayatımı toparlamam gerekiyor.
SEVGİYLE.....

26.05.2010

BANA MASAL ANLATMA BABA.....

Posted by Picasa
Bugün....Bugün benim doğum günüm.En şımarık halimle ,koskoca halime bakmadan salınıvereceğim birgün.Annemin,babamın saçımı okşayacakları birgün.Oysa bir telefon mesajında 'doğum günün kutlu olsun' yazıyor sadece.
Sen baba,sen!!!!Arayamadığın için,köprüler çoktan yıkıldığı için,başka hayatları bize tercih ettiğin için ama bir yandan da bugün kalbimin bir yerini yumuşatıp tekrar 'merhaba' diyebilmeyi umduğun için gönderiyorsun bu mesajı.
Artık 'kızım' diye sarılamadığın için,torununu koklayamadığın için,elinde meyve tabağıyla geliveren annem olmadığı için...
Peki ya ben baba...Ben....Ne için üzüleyim?36 yaşında bile baba korumasınına,baba güvenine ihtiyaç duyup ta kendimi yalnız hissettiğim için mi?Bu gidişle,bu yalanlarla koskoca bir enkazın altında kaldığım için mi?Annemin yapayalnız ,suskun çığlıklarını kulaklarımdan silemediğim için mi???
Affet dersen çok geç....O şansı kaç kez verdim ben sana..
Ankara'nın o çok soğuk 26 Ocak'ında senin başka hayatlarının bizim hayatımıza getirdiği haciz yüzünden ,annemin alınteri evinden taşınmak zorunda kaldığı gün gözyaşları içinde son kez perdesiz pencerelere baktığımda hem o evle hem de seninle vedalaştım ben...
Annem yalnız kalmasın,yanında olayım diye çok dua ettim.Neyse ki 'iyiler mutlaka kazanır' sözü gerçek oldu.Bundan sonra annemin yakınında olacağım.Ve ayıpsa da ,günahsa da seni hiç affetmeyeceğim...
Bir kere gittin,orda kal...Hele bugün içimi hiç acıtma ne olur....Bugün olmaz....
BUGÜN BENİM DOĞUM GÜNÜM......

25.05.2010

İLLE DE ÇITIR OLSUN!

Merhabalar...
Çok küçük yaşlarımdan beri ille de çıtır çıtır kızartılmış patatesi severim.
O yüzden fritözle kızartılmışı da pek tercih etmem.
Şöyle ince ince doğranıp kızartılan taze patateslerde sonuç mükemmel olur.
Ama bunun dışında yine de yemem gerekirse tercihim Mc Donalds' tan yanadır.

Bu arada taşınma durumlarına gelirsek;evi toplamaya depodan başladık.
Varlığını unuttuğumuz ne çok eşyamız varmış.
'4 yıldır unuttuğumuza göre zaten işimize yaramıyordur' deyip tümüyle vedalaştık.
Ankara'ya taşındığımızda çok fazla eşyayla uğraşmaya hiç niyetim yok.
Oğlumun astımı yüzünden birçok toz toplayıcı objeyi çoktan hayatımızdan çıkarmıştık.
İnanın öyle de rahat oluyor ki..
Bazı evlerde eşya kalabalığından oturmaya,yaşamaya yer kalmadığını gördüğümde şaşırıp kalıyorum.
Evle ilgili felsefem;fonksiyonu olmayan eşyalardan kurtul!!!

ANKARA'DA ERYAMAN'da oturmayı düşünüyorum.Çünkü annem de orada.Yaşasın....Hala sevincim doruklarda:))
Neyse,ayrıntıları yazmaya devam ederim....

Geceniz güzel günlere ulaşsın.......

24.05.2010

ISPANAKLI GÜL BÖREĞİ

ıspanaklı gül böreği Selamlar.....
Yemeye doyamadığım börek çeşitlerinden biri....
Yarım kilo kadar ıspanağı kaynar suyun içine atıp yumuşatın.
Suyunu süzdürüp soğuduktan sonra ıspanakları doğrayın.
Yağda ince doğranmış soğanları ve ıspanağı kavurun.
Ispanaklar kavrulunca içine rendelenmiş 2 küçük patatesi ekleyin.
Tuz ve baharatlarını ekleyip ocağı söndürün.
  • 4 adet yufka
  • 1,5 su bardağı süt
  • 3 yumurta (birinin sarısını ayırın)
  • 1 çay bardağı sıvı yağ
  • İçi için dilediğiniz kadar peynir,maydanoz
Yufkaları dörde bölün.Her bir yufkanın üzerine yağ,süt ve yumurta karışımından sürün.
Ispanaklı harcı yufkanın geniş tarafına uzunlamasına koyun.
Sonra da rulo şeklinde sarıp üzerine yumurta sarısı sürüp yağlanmış tepsiye yerleştirin.
180 derecede yaklaşık 40 dakika pişirin.
Afiyet olsun.

Peynirli gül böreği tarifi için BURADAN

21.05.2010

SENİ HİÇ ÖZLEMEYECEĞİM.....

Selamlar....
Beni izleyenler bilir ki kaç senedir bana ait olmayan bu yerden kurtulmaya çalışıyorum...Bu bir şımarıklık değil asla...Şirin bir tatil beldesinin doktorsuz kışında çaresiz kalan astımlı annesi olmam etkilidir örneğin.
Ya da kedi ,köpek nüfusunun kışın nerdeyse insan nüfusunu geçen kış sahillerinde yürümenin sıkıcılığından olabilir.
Büyük şehirden kopup gelen bir insan olarak sosyal hiçbir şey bulamamaktan olabilir....
Bilmiyorum...
Ama bildiğim şu ki;ERDEK SENİ HİÇ ÖZLEMEYECEĞİM..
NEDEN Mİ???Çünkü artık buradan gidiyorum.
Temmuz ayından itibaren artık ANKARA'dayım....
Ve daha coşkulu,daha verimli olarak bloğuma da devam edebileceğim....Çok mutluyum....
Artık yeni evimizden size yazacağım....Yeni bir başlangıçta birlikte olmak dileğiyle....
Sizi ve hayatı seviyorum...Mutluyum...Gülüyorum:)

28.03.2010

TWİTTER ' DAYIM....

Selamlar.....Son zamanlarda epey yoğun uğraşlar yüzünden yine bloğuma ara vermek zorunda kaldım...Bir süre daha sanırım uzak kalacağım.
O süre içerisinde günümüzün 'daha kısa ve öz bloğu' olarak bilinen twitter da olacağım..En azından kendimle ilgili notlar düşebileceğim...Uzun uzun yazabilecek,fotoğraflar ekleyebilecek zamana kavuştuğumda da buradan devam edeceğim...Beklerim....
http://twitter.com/DEliyazilar

15.02.2010

GÖZLÜK CAMINDAN BROŞ

Posted by Picasa
Hepinize merhabalar...Fırtınalar içindeki bir günden yazıyorum.Zaten evden dışarı fazla çıkamadığımızda çalışmalarımız da hızlanıyor doğal olarak.
Ben bu yaratıcı fikri bir yabancı blogta görmüştüm.Bunun üzerine Ankara'da kullanılmayan bütün gözlüklerin camlarını toplayıp geldim.
Bu deneme amaçlı yapılmış ilk çalışmam.Gözlük camının iç kısmına şeffaf yapıştırıcıyı sürdükten sonra dergilerden gözlük camına uygun şekilde kestiğiniz bir resmi yapıştırıcıyı dağıtarak güzelce yapıştırıyoruz.Güzelce dağıtamazsanız benimki gibi hava boşluklarına sebep olursunuz:))Bir kenarda kurumasını beklerken bir keçe parçasına broş iğnesini dikebilirsiniz.Sonra bu keçeyi de resmin arka kısmına yapıştırıp bir yararlı ürün daha ortaya çıkarmış olursunuz....
Şimdi ben güzel resimler ve broşu canlandırabilecek eklemeler arama peşindeyim.Siz de uygularsanız bana da haber verin.Hadi şimdiden kolay gelsin...
Sevgiyle kalın......

9.02.2010

AKŞAM OLDU KEÇELENDİM BEN YİNE.....

Posted by Picasa
Selamlar yeniden....Ankara'ya gittim geldim.Bu arada 30 Ocak'ta bloğumun 1. yılını doldurdum onu bile yazamadım.Çok yoğun işlerim vardı ki ayrıntıları ayrıca yazacağım.
Bu yoğunlukta yine de Ejderha Dövmeli Kız adlı kitabımı bitirdim.Ama ne yalan söyleyim,en son okuduğum KOLONİ den sonra biraz sönük kaldı.Ama yine de ilginç bir hikayesi var.
Şu sıralar Ankara'dan dayımın kütüphanesinden toparladığım kitaplara başladım.CASUS adlı romanı bitirdim.Oldukça güzeldi.Şimdi de ZAR ADAM serisine başlıyorum.Bitirince değerli görüşlerimi bildiririm:))
Bu fotoğraftaki ise el emeği göz nuru,keçeden üretilmiş USB KILIFI.....(Anahtarlıklarla yayınlamıştım ama ayrıca ne olduğunu belirtmemiştim.)Olur mu demeyin,oldu bile...Farklı bir desenle,mesela dudak figürü ile ruj kabı da olabilir...Hımmm bunu da denemeliyim bence...
Sevgiler hepinize.....

14.01.2010

BUYRUN BURADAN ALIN....

Merhaba herkese...Sayfama uğrayan,uğramakla kalmayıp yorum yazan,yazmadan şöyle bir bakıp giden herkese merhaba... Gölcük'e gidip geldim.Ve yine birkaç hafta buralarda olmayacağım.O zamana dek sizleri keçe anahtarlıklarımla başbaşa bırakıyorum.Keçelerle uğraşmak gerçekten de çok zevkli bir işmiş.Ne yazık ki internetten sipariş ettiğim keçeler de bitti.Yenilerini alıp daha ustaca işler yapmak istiyorum. O zamana kadar ilk gözağrılarım selamlasın sayfama gelenleri:))Bu arada keçelere dekorluk yapan tül kumaşı pazardan 50 krş'a aldım.Ancak bir metrelik parça bulmuş olsam da masamın üzerine güzel bir örtü oldu. Daha önce sözünü ettiğim 'ejderha dövmeli kız' ı okumaya devam ediyorum.Şu ana kadar kahramanları tanıdık.Bakalım heyecanlı kısımlar nerede başlayacak??? Şimdilik hoşçakalın......Sevgiyle.....

12.01.2010

BU KARGOYU ALMAYIN......

Selamlar hepinize....Bugün bambaşka bir gün....Ağlasam mı gülsem mi bilemediğim,yıkılıp ta yeniden ayağa kalkmaya çalıştığım birgün. Böyle bir karmaşa yaşarken Ata'nın ağrılı gribinin inlemeleri moralimi iyice bozdu.Neyse ki bugün daha iyi. O da yetmedi,içimden çok gelmese de önceden belirlenmiş bir etkinlik için yarın Gölcük'e gitmem gerekiyor.Aslında bir yandan da 4 yıl önce yaşadığım yerleri yeniden göreceğim için heyecanlıyım.Ama ben gidersem hayatımda olan biten şeylerden uzak kalacakmışım gibi geliyor.Oysa ki sadece bir gün.Belki değişiklik daha iyi olur. Neyse asıl konuya gelirsek;işte size yeni bir dolandırıcılık şekli.Olay İstanbul Avcılar'da geçiyor.Kapıya bildik bir kargo firmasının adıyla geliyorlar.Kimliğinizi alıp bilgileri kaydediyorlar.Ankara Kızılay'dan gelen bir zarfınızın olduğunu söylüyorlar.Kayınvalidem gibi sigorta evraklarının geldiğini sanıp ödediğiniz 30 Lira yı alıp kayboluyorlar.Zarfın içinden de biriki kağıt parçası çıkıyor.Dolandırıcılıkta sınır yok yani.Bloglarda kargolarla çok işimiz olduğundan yazmak istedim.En azından sahte kargo elemanı olmadığından iyice emin olun. Gecenin bir yarısı oldu.Uykum gelmemiş olsa da uyumayı denemeliyim.Yarın sabah erkenden yola çıkıyoruz.Dönüşte görüşürüz:))

7.01.2010

EJDERHA DÖVMELİ KIZ

Selamlar.... Birkaç haftadır gazetelerde reklamı görüyordum bu kitabın.Ancak burada kışın açık bir kiapçı olmadığından ben de sömestr tatilini bekliyordum. En son Ankara'dan sevgili dayımın gönderdiklerini okuyup bitirmişim.Geçenlerde KİTAPYURDU'nun sitesine girmeye karar verdim.Daha önce de oğluma Tubitak Yayınları'nın kitaplarını oradan almıştım. Bir de ne göreyim.....Bu kitap piyasa fiyatının altında bir fiyatla üstelik te kargo ücreti de olmadan satılıyor.Eeee bu durumda hiç bekler miyim??? Pazartesi siparişi verdim,bugün geldi.Sizinle de paylaşmak istedim. Şimdi bana müsaade......Kitap okumayı çooook seviyorum...
internet kitapçınız kitapyurdu.com'dan binlerce kitaba ulaşabilirsiniz.

3.01.2010

KAKTÜSÜN ÇİÇEĞİ Mİ ÇOK DİKENİ Mİ???

Yeni başlayan yıldan hepinize merhaba....Herzaman olduğu gibi bir sürü umut yüklenmiş olan bu yılın hepimiz için en iyisini getirmesini diliyorum..... Adettendir;yıl biter,bir önceki yılın muhasebesi yapılır.Geçen yılın üzerini örtüp te bir kenara koymadan önce yapılan bir arınmadır aslında.... Ben de yaptım mı???YAPTIM.Buyrun bakalım.....
  • Ocak ayında blogcu serüvenim başladı....Oradan blogspota transfer....Gördüğümüzün ötesinde bir dünya olduğunu ve o dünyada bana çok benzeyen,bir o kadar da bambaşka insanların yaşadığını öğrendim.
  • Yine Ocak ayında tam 6 arkadaşımızı trafik kazasında kaybettik.O gün boynu bükük kalan çocukları görünce insanın gidene değil de kalana ağladığını öğrendim.
  • Erdek'ten pılımı pırtımı toplayıp ta gitme umudum 2010 a kaldı.Yapacak birşey olmadığında sabretmeyi öğrendim.
  • Evliliğimde 10. yıla girdim.Sevgimin her yıl daha da arttığını öğrendim.
  • Bazı dostlukların ne olursa olsun yıkılmayacağını öğrendim.
  • Bazı insanlardan da asla dost olmayacağını.....
  • Oğlumun her geçen yıl hastalığının üstesinden daha kolay gelmeye başladığını öğrendim.
  • İnsanın babasına bile güvenmemesi gerektiğini öğrendim.
  • Bir evin insanın kalesi olduğunu,o kale düşerse insanın da yıkılıverdiğini öğrendim.
  • 40 yıllık bir evlilik bittiğinde çocukluk anılarının enkaz altında kalıverdiğini öğrendim.
  • İnsanın umudunu yitirmemesi için üretken olması gerektiğini,ürettikçe mutlu olduğunu öğrendim.
  • Yazdan beri arayıp ta bulamadığım kaktüsleri tam da yıl biterken buldum.Arabada gelirken devrilen kaktüsü düzeltmeye çalışırken dikenleri ellerime battı.Ve bilmiyordum,batan dikenlerin orada kaldığını ve çıksa da acıtmaya devam ettiğini öğrendim.Yaşam gibi;acıyan yerleri sızlamaya devam etse de çok güzel çiçeklerinin olduğunu......
Ben kabaca böyle bir hesap çıkardım.Burdayım,umutluyum ve hepinizin yeni yılını kutluyorum......Sevgiyle kalın,çiçekler içinde kalın......
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...