31.10.2010

KULAĞIMI TIKARIM,BOŞ BOŞ BAKARIM...

Hepinize merhaba...
Her zamanki gibi gece gece yazasım geldiğinden geçtim minibookumun başına.Şimdi yazacaklarımdan sonra beni sakın çağdışı,teknoloji düşmanı,geri kafalı saymayın.Ama bugünkü gezip tozmalarım sırasında yine aynı manzaralarla karşılaştığımdan yazmadan duramadım.
Hani şu ıpod,mp3 player vb. kulak tıpalarından bahsediyorum.Otobüste,metroda bu şekilde boş ve anlamsızca bakan bir sürü insan var.Müzik duygu değil midir???Evet,ama onlarda duygu yok,kıpırtı yok,en ufak bir heyecan belirtisi yok.Ne bileyim,örneğin insan romantik bir şarkı dinler de şöyle bir hislenir ya da cıvıl cıvıl bir müzik çınlıyordur da kulağında,insan kıpraşmaktan kendini alamaz.
Yok,yok.....öylece ,anlamsızca ,ben ayrı bir dünyadayım modunda insanlar...Dinlediğin müzik bir şey hissettirmiyorsa ya da hissettiğin şeyi göstermek ayıp olur diye kasılarak,kendini sıkarak dinliyorsan hiç dinleme..
Üstüne üstlük bir de sesini sonuna kadar açıp yanında oturanı da kendi müzik zevkine hapsetme kardeşim....
Ahhh...ahhh...Yıllar önce Sezen Aksu'nun 'GİT' adlı kasetinin çıktığı ilk gün hemen alıp,walkmane minik bir hoparlör uydurup apartmanın arka bahçesinde,defalarca başa sarıp 'GİT....GİT...GİT...MEEEE....' nidalarıyla dinlemiştik..
Yine geldim yazının bitiş yerine...
SEVGİYLE VE DUYGULU KALIN.....

29.10.2010

ANNELER ; BU ANTİBİYOTİK TOPLATILIYOR....

Merhabalar....
Nette gezerken bu habere rastlayınca sizinle de paylaşmak istedim.Çünkü hepimiz çocuklarımız için bu antibiyotiği kullanıyoruz.
HABER ŞÖYLE....
"Çocukların tedavilerinde kullanılan “Augmentin-BID 200/28 mg oral süspansiyon hazırlamak için kuru toz, 70 ml” adlı antibiyotiğin üç serisi için geri çekme işlemi uygulanması kararı alındı.



Glaxo Smith Kline İlaçları San. ve Tic. A.Ş. tarafından eczacılara gönderilen yazıda,”Augmentin-BID 200/28 mg Oral Süspansiyon Hazırlamak İçin Kuru Toz, 70 ml” adlı ürünün 9061736 seri numarası (İmal tarihi:06.2009 Son kullanma tarihi:06.2011) ve 9061787 seri numaralı ürüne (İmal tarihi:06.2009 Son kullanma tarihi:06.2011) “fiziksel yönden firma spesifikasyonuna uygun bulunmaması nedeniyle”, 9092273 seri numaralı ürüne ise (İmal tarihi:09.2009 Son kulanma tarihi:09.2011) serisine ise “fiziksel ve kimyasal yönden firma spesifikasyonuna uygun bulunmaması” nedeni ile 2. Sınıf B seviyesinde geri çekme işlemi uygulanması kararı alındığı bildirildi.



Eczanelerin, söz konusu ilaçları 26 Kasım tarihine kadar ecza depolarına iade etmeleri istendi.



Amoksisilin ve Potasyum klavulanat içeren ve penisilin grubu antibiyotikler içerisinde yer alan “Augmentin -BID 200/28 mg. oral süspansiyon hazırlamak için kuru toz 70 mg.” adlı ilaç, sinüzit, zatürre, kulakta gelişen enfeksiyonlar, bronşit, idrar yolları iltihabı ve cilt enfeksiyonlarının tedavilerinde kullanılıyor."
Hepinize iyi tatiller...
SEVGİYLE KALIN....



28.10.2010

SEVGİLİ ATAM......


Sevgili ATAM;
Sana ve senin yanında yer alan o korkusuz yüreklere teşekkürler....
SİZ VARDINIZ....O YÜZDEN ŞİMDİ BİZ DE VARIZ....
CUMHURİYET BAYRAMIMIZ KUTLU OLSUN!!!!!!

27.10.2010

POSEİDON VE DALİDA (1)


"Bir yaprak gönder bana,
bir koruluktan koparılmış olsun,
hiç değilse evinden yarım saat öteden.
Sen oraya dek yürür güçlenirsin,
bense kalkar teşekkür ederim sana
         o güzel yaprak için.''
       BERTHOLT BRECHT
*******************************
Çok sevdiğim bu şiirin ardından yine bu güzellikte bir sanal alem hikayesini sizlerle paylaşmak istiyorum....Buyrun....
POSEİDON VE DALİDA
Bundan tam 13 yıl önce.Eve bilgisayar alınmış,internet bağlanmış.Telefonda müşteri yetkilisine sorulan ve hiç unutulmayan o soru;( "iyi de bu @ işaretini nasıl yapacağım???" )o zamanlar çok ta garip gelmiyormuş.
İnternet gelmiş iyi etmiş te ilk günler yalnızca hürriyet.com.tr adresi bilindiğinden ,yapılan tek şey haberleri okumakmış.Zaten internet hızı emekleme kıvamında olduğundan tuşa basılır,ekran anlamlı gözlerle süzülür ve yazılar göründüğünde mutlu olunurmuş.
Sonradan acemilik gidip te surf yapmayı öğrenince bir sohbet odasına rastlanmış.O zamanlar sosyal ağlar tüm yurdu sarmadığından öyle msn,ıcq,anlık ileti gibi şeyler yokmuş tabii.İletiler ENTER tuşuna basıldıktan epeyce sonra ekrana çıkarmış.
Karşı tarafın yanıtı beklenirken de evde yapılacak işler yapılır,bir şeyler atıştırılır,arada da ekrana bakmaya gelinirmiş.İnanın şu an için abartılı görünse de durum aynen böyleymiş.
Sohbet odasında ise henüz sahte kimlikler,sahte cinsiyetler hakimiyet kurmadığından,insanlar gerçekte neyse öyle yazışıyormuş.Her akşam aynı kişilerle sohbete başlanır,değişik konular tartışılır,internetin alfabesi çözülmeye çalışılırmış.
İşte bir akşam Dalida,Poseidon'la karşılaşmış.O da internetin acemi tayfasındanmış.
Sonra...
SONRASI başka bir zamanda...Poseidon ve Dalida başlıklı yazılarda...
SEVGİYLE VE AŞKLA KALIN...

26.10.2010

GÜNLER DÜN OLURKEN....


Merhaba;
Günler alabildiğince hızla geçiyor...Geçen kış bitmek bilmeyen günlerimi düşününce,bunun tamamen insanın ruh hali ile ilgili olduğuna karar verdim....
İşte,günler geçerken  bir de bakmışız ,yılbaşı gelmiş.O yüzden ben şimdiden başladım süsleri hazırlamaya.
Keçelerim ve ben mutluyum.
SEVGİYLE VE MUTLU KALIN....

24.10.2010

CİN GİBİ DEĞİLMİŞİM! SAF BİR MISIR ÖYKÜSÜ....


Selamlar....
Bilirsiniz ki haberlerde bile hafta sonları çok ciddi haberler verilmez.Fazla kafa yormayı gerektirmeyen,bu iki günün tembel içeriğine uygun olanlar tercih edilir.
İşte benden de size böyle bir post.....Ben de bunu normal bir günde burada paylaşmazdım ama işte bu pazar gününde söylemezsem çatlarım.
*****************
Konu şu.....Kış kapıyı çalınca kestaneydi,mısırdı peşinden gelir ya....Hani dükkanların camında yazar 'cin mısır geldi' diye...
Ha işte ...İşte....İşte ben o yazıyı okuduğumda hep şu yorumu yapardım;'vay be artık mısır bile Çin'den geliyor.'
*********************
Demek ki şu yaşıma kadar bu cin mısırla benim direk bir bağlantım olmamış:))
*********************
Konuyu uzatmadan kenardan kenardan kaçıyorum.
SEVGİYLE  VE SAF KALIN....


23.10.2010

EKMEK PİZZASI...BİR YEDİK,BİR YEDİK....


Merhabalar herkese.....
Bugün yine keyifli bir cumartesi günü geçirmiş olmaktan çok mutluyum.Geç saatte yapılan kahvaltı,ardından son çayla birlikte yapılan gazete keyfi.Ata'ya ödevlerini bitirmesi için motivasyonlar ve en sonunda günün sorusu:Nereye gidiyoruz????
****************************

Bugün Ata'nın günüydü.Lego kolleksiyonuna yenisini ekledi.Bayılıyor legolara.Binlerce parça olmuştur.İnternetten ikinci el aldıklarımız bile oluyor.Yaşına göre türü farklılaşıyor.Şuan LEGO TECHNIC'lerle ilgilenmeye başladık.Türkiye 'de yapılan yarışmalara da katılıyoruz bazen..Bu işten en zararlı çıkan benim tabii ki...Evi süpürmeden önce kızılötesi bakışlarımla koltukların altını tarayıp lego parçalarını bulmam gerekiyor.Yoksa çoğu zaman olduğu gibi süpürge torbasının içinde parçaları aramam gerekiyor ki bu da çok eğlenceli olmuyor :))Parça eksildi mi  yandığımızın resmidir.Durum ciddi yani...

***********************
Neyse;bu alışverişler,gezmeler falan bitip te eve gelince yine bir klasik olan çay keyfi başladı.Çayın yanına da rejimi bir kenara bırakıp bu pratik pizzaları hazırlayıverdim.
**********************
Tost ekmeklerinin üzerine kaşar,sucuk,salam,zeytin ne varsa dizip biraz zeytinyağı ile çırpılmış yumurtayı fırçayla sürün.Fırının üst gözüne koyup ızgarasını açın.Böylece ekmekler kurumadan pişirebilirsiniz.Yaklaşık 5 dk.da oluyor zaten.
İşte ekmeklerin hikayesi de buydu....
SEVGİYLE VE KEYİFLİ KALIN.....

20.10.2010

ŞAMPİYON EKMEK

Selamlar.....
Ankara'da yaşayanlar mutlaka haberdar olmuştur.Ama yine de yazmak istedim.Halk ekmek tarafından çıkarılan özellikle çocuklara yönelik ,tam bir vitamin deposu olan, poşetlenmiş olarak satılan 50 gr.lık bir ekmek.Paketin üzerinde içeriğindekileri görebilirsiniz.
Kurabiye kıvamında ve tadında.Özellikle Ata gibi kahvaltı dışında hiç ekmek yemeyen çocuklar için ideal.Evimin uzağında olmasına rağmen yine de büfeye gidip alıyorum.Laf aramızda ben de severek yiyorum:))Bir de fındıklı ekmek var ki onun da tadı süper....Efendim ????Kilo vermek mi dediniz???Sahi ya:))
Bu arada tarihi yazgı değişmediğinden Ata hastalığını bana devrediverdi.O yüzden öylece oturup duruyorum.Şimdilik kendi teşhisimi kendim koyduğumdan varolan ilaçlarla iyileşmeye çalışıyorum.Eh olmazsa tıpış tıpış doktora gideceğiz tabii:))Ne yapayım,uslu bir hasta olmama rağmen yine de doktora gitmeyi hiç sevmiyorum...'Seven var mıdır?' demeyin,inanın var!!!
Evet ,evet kimi yakınlarımın söylediği gibi 'çok çeneliyim' farkındayım.
Sustum.....
SEVGİYLE VE SAĞLIKLI KALIN....

18.10.2010

TAMAMLANMAMIŞ ÖYKÜLER

Merhaba....
Yarım kalan ,tamamlanmamış öyküler vardır.Yutkunduğunda boğazında takılı kalan şeydir o.Gözlerini kapatıp yeniden yaşamak isteyip te yaşayamadığındır.
'Keşke'lerle doludur...'Umut' barındırır içinde.'Hasret' hiç dinmez.
Geceleri yastığa başını koyduğunda gözlerinden süzülüp te kulağının içine akıveren gözyaşındır.Bir simit kokusunun öykünün bir yerinden çıkıp seni darmadağın etmesidir.
Yanıtsız sorularla çevrilidir.Hep seferinde bir başka sızlatır içini....
Öylece durur.Kaldığı yerde!
Yarım.....Bitmeyen.....Sonsuz......
****************************************************
Fotoğraftaki Ata'ya taraftar bebek olarak başladığım bir bebek.Geçen kıştan öylece kalıvermiş.Şimdilik canım devam etmek istemedi.
Belki sonra...
******************************************************
Sevgisiz ve eksik kalmayın....

16.10.2010

Ankara...Yağmur...Anne eli....

Selam....

Biraz coşkulu bir sonbahar günü...Yağmur,şakır şakır kavramının daha da üzerinde 'gökler mi delindi ne?' kıvamında yağdı bütün gün.

Hafta sonu,kapalı bir hava,yağmur falan derken aklımızdan 'eskiden olsa sobada çıtır çıtır kestane yapardık' diye geçirip tüm nostaljik halimizle,burnumuzu yeni silinmiş camlara dayayıp dışarıyı seyrettik.

İçerde olmasına içerdeydik iyi ki de,ne var ki biraz yağmur,biraz şimşekle iflas ediveren elektrik şebekesi bırakın sobayı kombiyi bile yaktırmadı bize...

Ama akıl ettim de laptopu sarjsız bırakmadım.Zira bu cumartesi gecesinde yine elektrik yok.Artık sarjımın götürdüğü yere kadar gideceğim:))

Herneyse...İşte böyle tam evde oturulası,tembellik yapılası bu yağmurlu günde çalan kapımı bu mis gibi poğaça ve irmik helvasının kokusuna açtım....

Hımmm...dedim,anne eli değmiş gibi...Gibisi fazlaydı tabii...

Bir yedim ,bir yedim.....Annem poğaçanın çok pratik bir tarifi olduğunu söyledi.Sonra yazarım dedim ,hemen bir fotoğraf çekiverdim...

Yemeden içmeden sözedip durdukça da geçen yılki pantolonumun durduğu yerde darlaşıvermesi(!) aklıma geliyor ,sinir oluyorum.Bir önceki yıl fazlalık olan 5-6 kiloyu verdiğimde 'bayağı zayıfladın sen' diyenlere 'yok canım,sahiden mi?' diye şımarıkça gülümsediğimi düşünüyorum da...Ne güzel günlermiş!

Olsun.... Buraya not düşüyorum.....NOT:Bu kilolar verilecek....Ben nelerin üstesinden geldim be...:)
Yine konuştum da konuştum....Şimdi ben gideyim....Ankara ağlamaya devam etsin....
Sevgiyle ve zayıf kalın....

BEN TOKUM YA SEN????


Merhabalar.....
Bugün Dünya Gıda Günü....Bu nedenle Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü açlık sınırındaki 1milyar aç insana dikkati çekebilmek amacıyla internet üzerinden imza kampanyası başlatmış.
Türkiye'den 200 bin imza hedefleniyor.Kampanyaya TOBB da destek veriyor.
Kampanyaya katılmak için www.1milyarinsanac.org adresine gidip linki tıklamak yeterli oluyor.
************************************************
Bu kampanya ne kadar etkili olur,gerçekten bu kara yazgının değişmesini gönülden isteyenler kimlerdir bilemem.Ama şurası kesin ki bu tür güçlü katılımlar mutlaka bir ses getirir.
Bizler de bloglarımızda o iştah açıcı lezzetleri paylaşıyorken,bunlardan yoksun olan insanlar için 'benim elimden birşey gelmez ki 'bahanesine sığınmadan işte şimdi elimizden geleni yapalım...
Sadece bir TIK...Var mısınız?????
Sevginizi ve ekmeğinizi korkmadan paylaşın.....

8.10.2010

MÜSEBBİYE KÖFTESİ


Gün geceye dönerken hepinize merhaba.....
Sabah buz gibi bir havaya uyanıverdik.
Evden dışarı 'ekim ayında da kaban mı giyilirmiş?' şeklinde bir ukalalıkla bir şemsiye ,bir kapşonlu sweatshirtle çıkıverdim.
Öyle ya ,dün şıpıdık terliklerle gezinirken pek te komik olurdu kışlıklara bürünüvermek!
Derken bir tokat gibi yüzüme çarpıveren o ayaz.Eve geldim.Kombiyi açtım.
Kaban,bot vs. kışa dair ne varsa vestiyerin üzerine yığdım.Şimdi sıcak sıcak oturuyorum.
Haaaa....3gün sonra geleceği söylenen pastırma yazında iyice şaşkına dönecek bedenim ve ruhumu nasıl normale döndürürüm bilemem artık:))
***************************************************************
Müsebbiye köftesine gelince..
İnsan annesiyle aynı apartmanda oturunca işte böyle hoş sürprizlerle karşılaşıyor.
'Sen akşama yemek yapma,çok değişik bir köfte yapıyorum.'dedi.
İtiraz etmedik tabii.
Afiyetle de yedik.
Sonuç olarak köfteler harikaydı.
İçinde kıyma,ince bulgur ,haşlanmış patates gibi malzemeler varmış.
Ayrıntılı tarifi öğrenip daha sonra ekleyeceğim.....
****************************************************************
Günlük telaşlara gelince;Ata mevsim geçişlerinin ilk hastalığına adım attı.
İlaçlar mutfak tezgahının üzerine dizilmeye başladı.Ah astım ah..
Bakalım ne zaman bırakacak yakamızı???
Hastalık bitmez tabii...Geçenlerde eşimin korkunç ağrılar çekmesi üzerine apandistten korkup acile koştuk.
Meğer taş sancısıymış.
Hep duyardım da gözümle görünce inandım ki gerçekten feci birşeymiş.
***************************************************************
Yeni bir şehir,yeni bir öğretmen,yeni bir okul...Bambaşka bir düzen oldu.
Ve ne yazık ki bazı tereddütler de yaşıyoruz.
unları sonra paylaşırım....
Şimdilik gidiyorum....Sevgiyle kalın.....
****************************************
Tarifi ekliyorum...
*1 su bardağı ince bulgur
*2 tane haşlanmış patates
*250 gr dana kıyma
*1 soğan
*1 yumurta
*tuz,karabiber,kırmızı biber vb.
*kızartmak için sıvı yağ,1 yumurta ve 1 yemek kaşığı galeta unu
Bulguru iyice yıkadıktan sonra ezdiğiniz sıcak, haşlanmış patatesle iyice yoğurun.
Sonra çok küçük doğranmış soğan,maydonoz,kıyma ve baharatlar ile yoğurmaya devam edin.En son olarak köftelerinizi yuvarlayıp yumurta ve galeta ununa bulayıp kızartın.
Malzemeleri arttırıp kızarmış köftelerin bir kısmını buzluğa kaldırabilirsiniz.
Afiyetler olsun.....
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...