29.09.2011

YAZ BİTTİ,GRİP KAPIDAN GİRDİ...

SELAMLAR,
Bir gelse diye hasretle beklediğimiz yaz,geldi de geçti bile.Okullar tatile girdiğinde yaz bitmeyecek kadar uzun gelmişti.
Bugün dolabımdaki tatil,deniz,güneş kokulu giysilerle vedalaştım.Uzun kollu giysileri gözönüne çıkardım.Belli bir yaştan sonra zamanın daha hızlı geçtiğinden dert yanarak...
Şu günlerde dert ettiğim konulardan biri de oğlumun mevsimin ilk gribini bünyeye almış olması.Artık yılların tecrübesinden mi yoksa büyüyen oğlumun hastalıkları daha rahat atlatmasından mı bilmem işi astım nöbetlerine varmadan atlattık.Ev bir haftadır ıhlamur,tarçın,zencefil kokusundan geçilmiyor.Kestane balı çok önceden ısmarlanmıştı,hergün bir kaşık ilaç niyetine içiliyor.Harnup pekmezi yemeklerde ekmeğe eşlik ediyor.Eh Ata'nın tek sıkıntısı şu son sıcak günlerde dışarı çıkamıyor olmak tabii.O yüzden ne versem itiraz etmeden yiyip içiyor.
Bugün gördüm ki çocuklu blogların çoğu da benim durumumda :)
Şimdilik benden bu kadar....Hepinize sağlık ve mutluluk diliyorum.
Ayrıca vatanımıza,milletimize içimize kor gibi düşen acılardan uzak günler diliyorum.

9.09.2011

ARNAVUTLUK GEZİ NOTLARI-SON-

SELAMLAR YENİDEN...

Yaza yaza sonuna geldik.Biliyorum tarihiyle,yapıtlarıyla ilgili birşey yazmadım.Diğer gezi yazılarında herkes çokca anlatmış zaten.

Eşim orada 4 aydır kaldığından daha derinlemesine bir gözlem yapma şansım oldu.

*

Tiran'dan Orikum'a kadar insanlar İtalya etkisi altındalar.Zaten insanların çoğu orada çalışıyor.

*

Orikum'dan güneye gittikçe yani Himara ve Sarende tarafına nerdeyse Küçük bir Yunan kasabasına geldiğinizi sanıyorsunuz.

*

Öyle denildiği gibi Osmanlı etkisi falan da görmedim.Türk olduğunuzu duyunca boynunuza falan atlamıyorlar.Zaten ağırkanlı ve az tepkili insanlar.

*

Bize benzer kelimeleri 'haydi' ve 'avaş avaş' diyorlar yavaş anlamında.Minibüsçü bağırıyor 'HAYDİİİİ VLORAAA...'

*

Çoğunluk İngilizce bilmiyor,birazı da İtalyanca bildiğini iddia ediyor ama çok ta anlamıyor.O nedenle anlaşmak epey zor.Neyse ki menülerde ingilizce isimler yazıyor.

*

Tiran'daki taksiciler ve ülkenin güneyindeki restaurant çalışanları İngilizce yönünden anlaşılabilir seviyede.

*

Ülkede Tiran dışında belirgin olarak Hristiyanlık öne çıkıyor.Bayramda sadece ilkgün tatildi.

*

Ülke insanları maddi zorluklarına karşın belli yönlerden çok gelişmişler.Özellikle kadınlar çok modern ve nerdeyse araba kullanan erkeklerden daha çok kadın var.

*

İşte Arnavutluk hikayemiz burada sona erdi.Ben eşim orada olduğu için gitmiştim.Normalde aklıma gelip te gitmezdim heralde.Yine de yolu düşecek olanlar için yararlı olacağını sanıyorum.Çünkü ben gitmeden önce epeyce blog taramıştım:))

SONUÇ:Güzel ve eğlenceli bir tatil oldu...Uzun zamandır gülmediğim kadar çok güldüm mesela...Uzun zamandır gezmediğim kadar çok gezdim....Bambaşka bir boyuttaymış gibi,yaşamın tüm sıkıntılarından uzak....Dönüşü uçakla yaptık.Arnavutluk 1 saat içinde ardımızda kalıverdi.İşte öyle...

8.09.2011

ARNAVUTLUK GEZİ NOTLARI 4 - 'EN' İLGİNÇLER

YENİDEN MERHABA,
İlk fotoğrafımız gümrükte beklerken rastladığım bayan tır şoförüne ait.İtalyan plakalı bir tırdı.Gördüğünüz gibi kenarı işlemeli perdeler,ayakta kapıönü modelinde terliklerle tam bir bayan tırı olmuş:))
Dedim ya tüm taksiler Mercedes diye,aynı zamanda böyle konforları da var.Zaten burası adi arabaların değil AUDİlerin olduğu,en mini arabanın bile COOPER olduğu bir yer. İşte bir kez gittiğimiz ve bir daha da uğramadığımız AFC...
Arnavutluk sarp kayaların,dağların olduğu bir coğrafya.O nedenle özellikle deniz kıyısı olan şehirlerinde ancak tek arabalık yollar yapılabilmiş.Hele gittiğimiz Himara'nın yolları...Denizden dağa çıktık kıvrıla kıvrıla,sonra o dağın ardına aşıp yeniden aşağıya indik.Ama bir de gelin bana sorun..
Burası Vlore'den Orikum'a giden,otellerin ve beachlerin olduğu işlek bir yol.Yolda sert kayaya toslayınca açıvermişler bir tünel,hem arabalar hem yayalar geçiyor.
Ben yürüyerek birkez geçtim.Epey ürktüm.Hem karanlıktı,hem sular damlıyordu,hemde sahipsiz elektrik kabloları sarkıyordu.
Bu arada bizim kaldığımız apartman bu tünelden hemen sonraydı....
Birçok evin,inşaatın tepesinde böyle kuklalar,,oyuncak bebekler,ayılar,köpekler asılı.Hele bir tanesinde şu lunaparkta kazanılan dev ayılardan asılıydı,görünce şaşakaldım.Ayrıca sarmısak ta asıyorlar.Sanırım mantıklı bir açıklaması vardır.
Ülkede yollar çetin,virajlı dedim ya işte bu virajlarda böyle haçlar,resimli mermerler,isimli küçük taşlar var.Bir kişinin kaza yapıp öldüğü yere yakınları böyle anıtlar yaptırıyormuş.
Hep arabada denk gelip görüntüleyemediğimden dert yanınca eşim 'üzülme,yarın Himara'ya giderken çekersin.O yolda birsürü var' deyiverdi.Nasıl yani dedim,nasıl bir yola gidiyoruz???Gerçekten de hemen her virajda anıtlar doluydu.Bana göre kazaları caydırıcı değil aksine sinir bozucu birşey.
Şimdilik bu kadar olsun...Meraklısına
DEVAMI GELECEK........

7.09.2011

ARNAVUTLUK'UN 'EN' LEZZETLİLERİ(Arnavutluk Gezi Notları3)

SELAM...
Son gece Tiran'da Taiwan Cafe'de yediğimiz yemekle başlayalım.Roka yatağında,parmesan peynirli biftek.Süperdi.
İşte bu da özellikle oğlumun yemeye doyamadığı tatlı;TRESLECHE(treleçe)...Üç farklı süte bandırılmış kremalı ve soslu bir kek.Tadı gerçekten güzel.En güzel yapan yer ise Vlore'de Arjoli Cafe...
Güneşin gerçekten harika battığı SUNSET BEACH'in restaurantında tadı damağınıza yapışıp kalan balık çorbası.....
Yine SUNSET'te risotto eşliğinde ,özel sosuyla şefin biftek tabağı...
ORİKUM'da ilk gittiğimiz plajın restaurantında yediğimiz kızarmış
deniz ürünleri..Yerin adına dikkat etmemişim.Biz oraya ilk gittiğimiz yer diye 1 NOLU diyelim:))
Hemen hemen yemek yediğimiz yerlerin hepsinde yemeğin yanında gelen kızarmış,z.yağlı ve kekikli ekmekler... HİMARA'da gezmeye gidip 1 gece kaldığımız otelde yediğimiz karides güveç...
Bunlara ek olarak bol bol pizza ve spagettiyi de eklemeyi unutmayalım.Her ikisinin de çok çeşidi var.Ama biz en çok kaşarlı,domatesli pizza ile yine domatesli ya da deniz ürünlü spagettiyi tercih ettik.İşin içine et olayı girdiğinden seçimlerinizi dikkatli yapmak gerekiyor.Riske atmamak için bildiklerimizi seçtik biz de....
Peki ne yoktu derseniz;hamburger,tost,poğaça vb. şeyler hiç yok.Hani şöyle atıştırıp ta karnımı ayaküstü doyurayım derseniz işiniz zor.Sadece bol bol börek var ama bana çok yağlı geldi.Şöyle simit-ayran olsa da yesek diye az söylemedik hani:))
Yediğim içtiğim benim olsun demedim,paylaştım.Meraklısı için gezdiğimi de anlatacağım.
SEVGİYLE KALIN...
*************
DEVAM EDECEK.....

6.09.2011

BİR FİNCAN MACCHİATO'NUN....(Arnavutluk Gezi Notları 2)


SELAMLAR...
İşte Arnavutluk'ta kahvaltının yerine tercih edilen kahveleri;macchiato...Nerdeyse sabah 05:30 da açılan kafelerde kimi zaman yanına kanyak eklenerek
ama genelde koca bir bardak buzlu su eşliğinde içilen kahve.
****
Kafeler ülkenin hemen her köşesine,apartmanların altlarına ilişivermiş.Ve insanlar bir fincan kahve ile saatlerce oturup muhabbet ediyorlar.
***
Diyebilirim ki bizdeki çayın yerini orada kahve almış.Nasıl ki biz çay içmeden kendimize gelemiyorsak orada da kahve aynı öneme sahip.
******

O nedenledir ki Arnavutluk'ta garsona siyah ve sıcak çay istediğinizi anlatmayı başarabilirseniz ve de şansınız varsa gelen ancak poşet çay olur.

******

Bir de sadece kahve dedikleri bir çeşidi de var ki onu da küçük istediğinizde yarım fincan,büyük istediğinizde fincanı doldurup getiriyorlar.Kaldığımız dairenin sahipleri songün bizi yolcularken ısmarlamışlardı.O kadar sert bir kahveydi ki nerdeyse bütün gün midemin yanması geçmedi:))
******
Kahve dedik ,çay dedik... Su dediğinizde
büyük olasılıkla gazlı su geleceğinden 'no gas' diye uyarmayı unutmayın sakın.Yoksa marketten binbir zahmetle taşıyıp getirdiğiniz suyu açtığınızda çıkan 'tıssss' sesi sizi hayal kırıklığına uğratabilir:))
****
Aslına bakarsanız şehrin heryanı çeşmeler ve kayaların arasından akıp duran sularla dolu.İnsanlar buralardan bidonlar dolusu su taşıyor.Yine de ne akan su ne de şişe suları bizim damak tadımıza uygun gelmedi ne yazık ki:(
*******
İçeceklerle ilgili tadı bende hayal kırıklığı yaratan bir diğer şey de sodaydı...
*******
Yediğimiz içtiğimiz şeylerin hatırı,hatırası kaç yıl sürer,ya da yaşanmamış gibi silinip gider mi bilinmez ama içecek hikayelerimiz de bu şekilde.
*******
SEVGİYLE VE HATIRALARINIZLA KALIN....
*****
DEVAM EDECEK.....

YANIBAŞINDA OLDUĞUNU SANIRSIN....

....OYSA DEĞİLDİR!!!
*****
(Arnavutluk,Himara'da günbatımı)

5.09.2011

ARNAVUTLUK GEZİ NOTLARI (1)

SELAMLAR ....
Sayfamıza sızan ağır havayı silkeleyip dağıtmanın zamanı geldi...
Bence artık Arnavutluk izlenimlerine başlayalım.Hikayenin başı için tıklayın.
***********
19 Ağustos,saat 14:00 teki yolculuğumuz için oğlumla nerdeyse 1,5 saat öncesinde otogardaydık.
Sanki gözümüzün önündeki otobüs bizsiz kalkıp gidecekmiş gibi yarım saat öncesinde koltuklarımıza yerleştik.Bir yandan da yolda aldığımız Burger King menüleri yemeye başladık.Ki bu bizim uzunca bir süre için yiyeceğimiz son yiyecekler olacaktı:))
*************
Otobüste bizden başka tek bir Türk yolcu vardı.Genç bir üniversite öğrencisi.Onun dışındakilerin çoğu 'pazarcı' tabir edilen bavul ticareti yapan Arnavutlardan oluşuyordu.Bir kısmı da Türkiye'de okuyan Arnavut öğrencilerdi.
****************
Otobüsün şoföründen muavinine kadar herkes Arnavutça konuşuyordu.Yani daha sınırlarımızın içindeyken kendimizi yabancı hissetmeye başladık.
*******
Otobüsün tv sinin bozuk olduğunu,internetinin çalışmadığını,tek bir film seçeneğinin olduğunu,sadece istendiğinde su servisinin yapıldığını ilerleyen saatlerde öğrenecektik.
Türkiye'deki ilk ve son mola yerimizde henüz tok olduğumuzdan yemek yemedik.Nasılsa Yunanistan molasında akşam yemeği yeriz diye düşünüp hayatımın hatasını yaptığımızı da acı bir tecrübe ile öğrenecektik.
*******
İşte meşhur İpsala...Türk gümrüğünden 10 dk.da geçince 'bu mu gümrük dedikleri,geçiverdik ' dedikten 5 dk.sonra Yunanistan tarafında dizili tur otobüsleri ile umutsuzluk saatleri başladı.
Oraya vardığımızda saat 18:00 di.Bizim otobüse sıra gelip te bizi mülteci muamelesi ile leş kokulu bir çöpün yanına dizdiklerinde saat 21:30 olmuştu.
Çantalar bagajdan çıkarıldı.Birkaçı,daha doğrusu 'pazarcı'ların çantaları aranıp bu işkenceye son veridi.O sırada bizler koca koca sivrisinek sürüsünün içinde debelenip duruyorduk.Arnavut öğrencilerden biri yanındaki 'kov'u bizlerle paylaşmasa sonuç korkunç olacaktı...
Sahi pis tuvaletler ve akmayan sulardan sözetmiş miydim???Böylece bir Avrupa Birliği ülkesinin gümrüğünden rahatlıkla geçip gittik.
********
Uzun süre yola devam ettik.Hava karardığından ve otobanda gittiğimizden en sonunda gece 00:00 da adını bilmediğim bir yerde ikinci molamızı verdik.
Açlığın ve yorgunluğun perişanlığına aldırmadan içeriye koştuk.Sonuç 5 euroluk iki peynirli poğaça ile bir masaya yığıldık.Çünkü etli birkaç sandeviç dışında hiçbirşey yoktu.
***********
Gece 04:00te Arnavutluk gümrüğünden sorunsuzca geçtik.Sabah 06:00 civarı 3. molamızı verdik.Kahvaltı kültürleri olmayan Arnavutların sabahı kahve ile geçiştirdiklerini,illa da birşeyler yemek isteyen olursa tercihlerinin pilav olduğunu da orada öğrendim:))
*************
Sanırım sabah 08:30 du oğlum babasıyla Tiran'da kucaklaştığında.Bavullarımızla Tiran'ın merkezinde bulunan Taiwan Cafe'de börek (byrek) yedik.
Sonra 1960 ların minibüsleri ile Tiran'dan bizim kalacağımız Vlore'ye doğru sarsıntılı bir yolculuğa başladık.130 km olmasına karşın yol nedeniyle 3,5 saat süren bir yol.
*************
Vlore'ye ulaştığımızda ilk işimiz içinde NEPTUN diye bir elekronik mağazasının olduğu alışveriş merkezindeki Crocodil Pizza'da ilk kaşarlı pizzamızı yemek oldu.Yanında spagetti,salata,patates kızartması...Kıtlıktan mı çıkmıştık???EVEEET:))
************
Eşimin tatilimiz için kiraladığı 1+1 eve 15dk. daha yolumuz olduğundan atladık bir Mersedes marka taksiye(ki burda bütün taksiler Mercedes),eve doğru yola koyulduk.
Eve geldik...Duş aldık...Asla gündüz uykusu uyumayan oğlum da dahil olmak üzere hepimiz uykuya daldık...
Saat Türkiye saati ile 14:00 idi....
********
DEVAM EDECEK.....

KAPA PARANTEZ......

Bol köpüklü kahkahalar bıraktık dalgalara....Bir daha bir daha yankılanıp durdu.Dağların zirvesinde,virajlı yollarda dolaştı sevgimiz.
*
Zamanlı zamansız çekilen fotoğraf kareleri tek tek sıralandı.Bambaşka bir boyutun içerisinde gezinip durduk...
*
Tüm yılların toplamını aldık .Sardık sarmaladık yaşanan herşeyi.
*
BİTTİ...
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...