KENDİME KENDİMİ HATIRLATMALAR...

ÖPTÜM,ANNEN

SELAM,

Bizim çocukluğumuzun çocuk dolu Venüs Apartmanı'nın küçük kızlarından Havva Altun büyüdü,büyüdü başarılı bir ressam ve heykeltraş oldu.

Yarın da Ankaralılarla buluşacağı "Öptüm,Annen" adlı sergisinin açılışı var.Açılışa gidemezseniz 14 Şubat'a kadar zamanınız var.

Eğer sanatsever biriyseniz ve yolunuz sergiye düşerse selamımı iletmeyi unutmayın.

Adrese gelince GALERİ KARA,Mithatpaşa cd. No:48  KIZILAY

SEVGİYLE VE SANAT DOLU KALIN......

"DEPREM" DEDİ "DEPREM " DEDE

SELAM;

 Nasıl bir hüzünle başladı 2013.Ne güzel şeyler umut etmiştik.

Adına,yüzüne,sanatına,mesleğine hayran olduğumuz kaç insanı yitirdik arka arkaya..

Sayın Prof.Dr. Ahmet Mete Işıkara da bu isimlerden birisi.

17 Ağustos depreminin öncesinde duymaya başlamıştık adını.Sonra o sevimli yüzüyle 'deprem dedemiz' oldu.Bıkmadan,usanmadan anlattı durdu.Evimizin insanı oldu.

Deprem dedemiz ve bu  ay yitirdiğimiz tüm ustalar ruhunuz şad olsun.

RENKLERİN USTASI BURHAN DOĞANÇAY

 

Renklerin ustası,dünya çapında kendini kanıtlamış bir ressam,mütevazi bir beyefendi,geniş ufuklu bir sanat adamı Burhan Doğançay'ı dün kaybettik.

Üreten,düşünen insanların kaybı her zaman beni daha fazla üzer,bunu da hep söylerim.Burhan Doğançay'ın kaybı, akrabamız olması nedeniyle ayrıca derin bir üzüntü yaşattı.

Bir Türk ressamın  başarısını dünyaya kanıtlamış olmasından dolayı hepimizin O'na bir teşekkür borcu var bence.

Işıklar içinde ve huzurla uyu...Saygılar büyük usta...

HABER-SİZ-CE...

SELAM....

'Bu fotoğrafta bir hüzün saklı' dedi bana fotoğrafı gönderen kişi....

Eski,çok eski bir evin kapısı... Ve artık gelmeyen mektupların posta kutusu.

Fotoğrafı gönderen kişiye gelince aynı şirketin farklı şehirlerinde çalışıyoruz.Hergün telefonla konuşuyor olsak ta kendisiyle hiç tanışmadık.Tek bildiğim O ve eşinin sevda şiirinin adı TAHİR VE DİLEK...

                                                          

 

İKİNİZE DE  TEŞEKKÜRLER......

ANKARA'DA KAR BEYAZDI...

......

Ankara'da kar yağdı geceden...Bembeyazdı kar...Tertemizdi....

Korkuları yokedecek kadar beyaz...Kahkahalar attıracak kadar sıcaktı.

Sabah işaretledim beyaz örtüyü....Kaldığım yeri unutmayayım diye..

Bugün buradan ve yeniden yola koyuluyorum....

Selam olsun.....

HASTA YATAĞINA YAKINLIĞI MAKBUL EŞYALAR

 

MERHABA....

İki gün önce işyerinde saat 10:00 civarında başlayan ateş,ağrı ve iyi bir dayak yemişlik hissiyle neye uğradığımı şaşırdım..

Sanki oradan geçmekte olan bir virüs heryanıma yayılıverdi.Otursam oturamıyorum,ayağımı uzatayım desem öyle bir yer yok.İşyerinin kuytu köşelerinde başımı yaslayacak yer aradım durdum.İnsan hastayken nazlı oluyor.Bense naz yapma derdinde değilim,sadece vücudumu dolaşıp duran ağrıyı dindirmeye çalışıyorum.Henüz sabah olduğundan zehirlenme şüphesi de yok.

Ağrıya sızıya dayanıklılık seviyesi yüksek olan ben bu kez betona çarpmış gibi oldum.

"E kalk git doktora" diyorsunuz sanırım.Yok gidemedim,bitirmem gereken,çok önemli,kozmik bir rapor(!) yüzünden daha çok acı çekip olgunlaştım.

Akşam servis şöförünün halime acıyıp apartman kapısına kadar bırakmasının ardından saat 19:00 da eve adımımı atar atmaz büyük bir olgunlukla ağlamaya başladım.

İşte o son noktaydı artık.Annem  ve koca ne yapacağını bilemez haldeyken tüm nazımı onlara yaptım."doktora gidemem,her yerim ağrıyor,üşüyorum,daha bir yere gidecek halim kalmadı."

En acilinden bir sıcak çorba ve ağrı kesici ile yatağıma gömülüp uykuya daldım.

Ertesi gün doktora gittim,tahliller yapıldı.Vücudumda bir enfeksiyon oluşmuş,2 gün istirahat raporu ve antibiyotikle eve döndüm.

Sıkıntılarım henüz geçmiş değil.Yarın yeniden işe başlıyorum.Bakalım yokluğumda kıyamet kopmuş mu?

SAĞLIKLA VE SAĞLIKLI KALIN...

KURUTULMUŞ SEBZELİ BULGUR PİLAVI

SELAM,

Kaç zaman oldu bir yemek tarifi yazmadım.Bunda değişik denemelerim olmamasının payı var tabii.Evde geçirdiğim zamanın azalmasının da etkisi  var.

 BEYPAZARI'ndan kurutulmuş sebzeler ve mis kokulu kuru nane almıştımya onları kullanarak pişirdim.

Tencere içine  göz kararı koyduğunuz zeytinyağının içerisine biraz salça,bir-iki yemek kaşığı kuru sebze ve bir diş sarmısak ekleyin.

Sebzelerin ve sarmısağın aroması yağa karışana kadar kısık ateşte karıştırdıktan sonra bulguru,tuzu ve kaynar suyu ekleyip her zamanki gibi pişirin.Altını söndürmeden biraz önce kuru naneleri de üzerine serpin ki buharıyla nanenin o nefis kokusu pilavınızın ciğerine işlesin...

Kendim yaptım diye söylemiyorum çok güzel oldu:))Deneyin,görün...

SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN..

"CMYLMZ FUNDAMENTALS" GİTTİK,GÜLDÜK,GELDİK..

SELAMLAR...

Bu pazar Cem Yılmaz'ı izlemek için

çekirdek ailemizle Eryaman Göksu Avm'deki sinemaya gittik.

Her zamanki gibi çok kalabalık değildi.Ne yazık ki Eryaman'ın kör talihi bu.Kalabalık bir salonda film izlemek hiç kısmet olmadı.

CMYLMZ FUNDAMENTALS'e gelince

Cem Yılmaz sahne gösterilerinin sinema için kaydını yapmış dersem doğru bir tanım yapmış olurum sanırım..

Cem Yılmaz'ı seviyorsanız yine gülme garantili bir gösteriydi.

Bir de arkamızda oturan ve her esprinin ardından "adam doğru söylüyor,çok doğru" diye yorum yapan çocuk ta komikti.

Aslında benim gönlümde Yeteneksizsiniz'deki Atalay Demirci'nin gösterisine gitmek vardı bu cumartesi.Bilet alayım derken bir baktım ki kalmamış.Neyse ki Cem Yılmaz imdadımıza yetişti:))

Bu akşamlık ta bu kadar olsun...Siz de gidin ve gülün..

SEVGİYLE VE KAHKAHALARLA KALIN...

KEÇE ÇANTA

 SELAM,

Eski fotoğraflara bakarken rastladım keçe çantama...En az üç sene olmuştur.Üzerindeki keçe bebeği önceden paylaşmıştım.

Sonradan bebeği bu çantanın üzerine kondurdum.

Dikişten nakıştan çok ta anlamayan bendeniz çantaya dikiş makinesinde bir de astar dikmiştim ki bu ilk ve son denememdir.

Fermuar kısmını ise terziye bırakmıştım.Son haliyle fotoğraf çekmemişim ne yazık ki.

Ben bu çantayı yeğenime hediye etmiştim.Makyaj çantası olarak uygun bir çanta olmuştu bence.

Çok emeğim olduğundan görmüşken yayınlamamak olmazdı...Yayınladım:))

SEVGİYLE KALIN...

ŞŞŞŞTT..YASAK KİTAP BENDE DE VAR....

İYİ AKŞAMLAR HEPİNİZE...

Son bir kaç gündür "ŞEKER PORTAKALI" kitabına yüklenen akıl ötesi suçlamalar ve bunu dikkate alan zihniyete benim de bir-iki sözüm olacak elbet.

Bu kitabı "örf ve adetlerimize uygun değil" diye şikayet eden velinin kitabı hiçbir şey hissetmeden okuduğuna mı yoksa bir şey anlayamadığına mı yanayım bilemedim.

Çok şehir değiştirdim ben.Önce Bursa'yla üniversite yolculuğum başladı.Evlendim,12 yılda 5 farklı şehirde yaşadık.

Her ayrıldığım şehirde okuduğum kitaplarımı ya isteyen arkadaşlarıma,ya kütüphanelere ya da sahaflara bırakıp geldim.

Çok azdır asla vermediğim kitaplar.İşte abim üniversitedeyken arkadaşının bana armağan ettiği ŞEKER PORTAKALI bu kitaplardandır.(Dinçer Abi kulakların çınlasın.)

Fotoğraftan anlaşılıyordur.O kadar çok kişi okudu ki bu kitabı.Haliyle yıprandı.Dile kolay 1989 da ben 15 yaşındaydım.Şimdiyse oğlumun kitaplığında yerini aldı.Yılların hesabını siz yapın artık.

Görüldüğü üzere  daha 2. baskıymış,1984 yılı..

 Sözün özü;

Düşüncelerinize,geleceğinize,vatanınıza,toprağınıza,Atanıza

 sahip çıkın..

Yoksa birgün siz hiç farketmeden sizi siz yapan değerlerinizi yitirirsiniz.Önce kitapla başlar,müzikle devam eder,bir dizi ayıplanır,bir aydın tutuklanır,bayramlar kaldırılır,şehitlerimiz sessiz sedasız gömülür,can alanla tokalaşılır,askerler terörist olur.

Unutmayın "BANANE" dediğiniz her an yeni bir şey daha yitip gidiyor demektir.

     SEVGİYLE KALIN...

1923 CUMHURİYETİN İLK YÜZYILI 2023

Merhaba...

Kitap okumayı oldum olası severim.

İlkokula giderken babam içinde dünya klasiklerinin olduğu 30 kitaplık bir seri alıp getirmişti.

Peter Pan'dan Pal Sokağı Çocukları'na,Siyah İnci'den David Copperfield'a bir sürü kitap.

Şu an yasaklı sayılan(!) Şeker Portakalı'nı abimin bir arkadaşı hediye etmişti bana.

Bir de Deniz Gezmiş'i yeni yeni öğrendiğim lise döneminde bir sabah masanın üzerinde 'Gülünün Solduğu Akşam'ı' bulmuştum.Tarifsiz bir mutluluktu.

Yüksel Caddesi'ndeki ilk Dost Kitabevi ise dersane dönemlerinde uğramadan duramadığım bir yerdi.

Bir yandan çalan müziği dinler,bir yandan da "beni burada unutsalar da bütün akşam kitap okusam" diye düşünürdüm.

Resmen kitapları koklardım.O kokuyu bir kez aldınız mı vazgeçmek mümkün olmaz.İçinize işler yeni kitap kokusu.

Şu sıralar ancak serviste gidip gelirken okuyabiliyorum.

Bu kitap ta İlber Ortaylı'nın İsmail Küçükkkaya ile yaptığı bir sohbetten oluşuyor.Yakın tarih o kadar güzel anlatılmış ki

"bilmediğim ne çok şey varmış" diyorsunuz okurken.

Şiddetle öneririm.Yarın yeni kitabımı okumaya başlıyorum.

Kitap okumayı çok seviyorum:))

SEVGİYLE VE BİLGİYLE KALIN!

BEYPAZARI GEZİSİ

SELAM...

Yeni yılın ilk günü,ilk gezimizi BEYPAZARI'na yaptık.Evet burnumuzun dibinde ama hiç yolumuz düşmemişti.

Yukardaki foto Ankara-Beypazarı yolundan..Klasik Ankara bozkırı..

Yol sıkıcı ama çift yönlü ve düzgün.Yaklaşık 1-1.5 saat sürüyor.

Yazımıza Beypazarı'nın  simgeleriyle başlayalım.

Tadını herzaman diğer sodalardan üstün tuttuğum sodası ve meşhur havucu.

Beypazarı kurusu ve havuç dönerini ise bilmeyenler varsa diye not düşüyorum.

 Gümüş yüzükler,kolyeler,küpeler de görülmeye değer şeyler arasında...

Hele özel tasarım olanlar o kadar güzel ki...

Sokak boyunca dizilmiş minik dükkanlarda güzel hediyelikler,bakır objeler,güveçler,ahşap ürünler bulmanız mümkün.

 

Tahta sapanlar,kuklalar,topaçlar... 

Buzdolabı magnetleri...

Ya da aşağıdaki gibi meşhur Beypazarı evlerinin

maketleri....

Beypazarı insanının genelinde bu espri yeteneği,güleryüz ve hiç te rahatsız edici olmayan bir samimiyet var.

İşte size bir örnek daha...

Sahipleri öyle cana yakın,öyle içten insanlar ki!

Üstelik sürekli olarak bir ikram durumu söz konusu.Ayaküstü karnımızı doyurduk desem yalan olmaz.

Sarmalar,cevizli sucuklar,baklavalar....

Küçücük dükkanlarında bir yanda tencerenin içinde pişen dolmadan yediriyorlar,bir yandan da çay ikram ediyorlar.

Yolunuz düşerse mutlaka uğrayın.

80 gatlı baklava,erişte,şekersiz cevizli sucuk,kurutulmuş sebzeler,kekik,nane,sarmısak kurusu aldık.

İstendiğinde kargoyla da gönderiyorlarmış...

Karadut suyu da çarşıda yine güleryüzlü bir teyzenin ikramıyla ilk kez tadarak aldığım bir üründü.Havuç suyu da hediyesi.

 

Kansızlığa iyi geliyormuş.Aldığımın fazlasını da buzluğa attım.Açıkçası biz ailecek bayıla bayıla içtik ve daha çok almadığımıza pişman olduk. 

Dediğim gibi sıcak insanlarla dolu bir yer Beypazarı..

 Cam üzerine ebru çalışmaları çok güzel.Kolye uçları,bileklikler,küpeler...

 Doğayla uyumlu tarihi evler...

 Ankara'ya yakın gezilebilecek,önerebileceğim bir yer.Tabii ki yaz aylarında ve pazarının kurulduğu çarşamba günleri çok daha güzel oluyordur...

Kendimce anlatmaya çalıştım.Fotoğraflar da size fikir vermiştir sanırım.

Bu akşamlık ta benden bu kadar..

SEVGİYLE KALIN....

#bumeranglayeniyıl HEDİYE KİTABIM GELDİ...

YENİ YILDA YENİDEN MERHABA...

Yeni yılın ilk hediyesi HürriyetBumerang'tan geldi...

Kitap,her zaman için en sevdiğim armağandır.Hele ki Zülfü Livaneli benim için öyle özeldir ki..

Teşekkürler Bumerang..

Nerdeyse uzun bir zamandır yazılarımı paylaştığım bumerang bloggerlardan elini hiç çekmiyor...Site trafiğine de oldukça büyük bir katkısı var.

Sayfanızda yayınladığınız reklamlar için de size ayrıca bir kazanç sağlıyor.

İlk defa bir blogger'ın sayfasında okuyup üye olmuştum.O nedenle belki henüz tanışmayanlar vardır diye ben de buraya yazıyorum.

Dilerseniz
T7574C3 promosyon kodu ile BUMERANG'a üye olup yayınlanan ilk yazınızla 20 tl nizi kazanabilirsiniz.Sonra blogunuzdaki yazılarınızı yazarkafede paylaşıp daha çok insana ulaşmanın keyfini yaşayacaksınız.

Benden şimdilik bu kadar...

SEVGİYLE VE KİTAPLA KALIN....