29.08.2013

KARDEŞİMİN HİKAYESİ-ZÜLFÜ LİVANELİ

SELAM..
Zülfü Livaneli'nin benim için her zaman ayrı bir yeri vardır.
Yaptığı müziğe her zaman büyük hayranlık duymuşumdur.
 Ankara Hipodrum'da 1 Eylül'de verdiği
barış konserlerini hiç kaçırmazdım.
Şehir dışındaki arkadaşlarım beni arar 
"ne olur annemden izin al , konsere geleyim.Sizde kalırım"
derdi.
Sonra izinleri ayarlayıp hep beraber Livaneli'yi dinlemeye giderdik.
Müzisyen olarak beğendiğim kadar edebiyat yönüyle de Livaneli'yi seviyorum.
Kardeşimin Hikayesi de sevdiğim kitaplardan oldu.
Açıkçası güzel kurgulanmış bir gerilim romanıydı.
Kitabın sonuna dair yaptığım tahminlerin hiçbirisi tutmadı.
Hiç akla gelmeyecek bir sondu.
Hatta başa dönüp sonunu bildiğim haliyle bir daha okumak istedim.
Kitabın özetine gelince...
Şimdi şöyle oluyor....
Kitabı okumaya başlıyorsunuz....
1,5 günde bitiyor....
 "Bitmeseydi" şeklinde bir duyguyla kalakalıyorsunuz.
**
SEVGİYLE VE KİTAPLA KALIN...

27.08.2013

VİYANA'DAN KISA KISA

SELAM...
Baştan sonra tarih ve sanat dolu bir şehir Viyana.
Diğer yazılarımda ayrıntılı olarak anlattım.
Şimdi ise birkaç küçük ipucu eklemek istiyorum.
**
Havaalanından şehre inmek için bu makinelerden bilet almanız gerekiyor.
Bilet ücreti 4,20 € .Bu fiyat çocuk için de değişmiyor.
Biz Viyana'ya akşam üzeri inip otelimize gittik.Otelimiz Pratern denilen
fuar ve lunapark alanına çok yakın olduğundan orayı gezdik.
Bu nedenle akşam ayrıca bir araç kullanmamız gerekmedi.
O nedenle 48 saat geçerli biletimizi ertesi gün aldık.
Bu bilete bir kişi için12,40 € ödedik.
Ata için bilet almadık,çünkü okulların tatil olduğu dönemde çocuklara
ulaşım ücretsizmiş.
İlk binişinizde makineye bileti damgalatmanız yeterli.
Sonrasında bilet yanınızda olsun yeter.
Sizin de göreceğiniz gibi hiçbir toplu taşım aracında bilete bakılmıyor.
İnsanlar otobüslere orta kapıdan da rahatlıkla binebiliyorlar.
Tamamen iyi niyet ve güvene dayalı bir sistem diyebilirim.
Tabii ki bize de denk gelen bilet kontrolünde biletsiz
yakalanırsanız 110 € cezası var.
Ulaşım araçlarının hepsi çok temiz.
Çok yaygın bir metro ağı var.Kalacak otel ararken gezilecek mekanlara
yakın olsun diye epeyce gezindik internette.
Oysa hiç gerek yokmuş.En uzak diyebileceğiniz yer bile
metro sayesinde çok yakın.
**
Bu arada teknolojiden de uzak kalmayalım,haritaları kullanabilelim diye
telefon için TMobile hazır kart aldık.
1gb lık interneti olan hazır karta 5 € verdik ki,
bu şimdiye dek ödediğimiz en düşük ücretti.
Bu ücret Prag'ta 500 mb için 10 €,Berlin'de 250 mb için 20 € idi.
**
 **
Elbette su yurtdışı gezilerinde en çok para harcanan şeydir.
Mümkün oldukça süpermarketlerden almaya çalışırız.
Böylece daha uygun fiyata gelir.
Ancak ilk akşam metrodan çıkıp otele giderken
Ata susadığı için ilk gördüğümüz büfeden aldık.
Küçük şişe suya 2 € ödedik.Büfeden çıkıp arkamıza döndüğümüzde
bu modern çeşmelerle karşılaştık.
Viyana 'da çok yerde rastlayabileceğiniz bu sebillerden rahatlıkla
suyunuzu doldurup içebilirsiniz.
Ayrıca yan tarafında soğuk buhar üfleyen bir mekanizma da var.
**
Metro alt geçitlerinin birindeki bu wc de Viyana'da kullandığımız en pahalı wc oldu.
Her tuvaletin girişinde makineler var.
Buraya paranızı attığınızda turnikeler açılıyor.Şehirdeki tüm sistem aynı.
Makineye 2 € attık ama para üstü vermedi.
Bu makinede tam para atmak gerekiyormuş.Hiç değilse çocuk ta aradan geçsin dedik
ama olmadı tabii.
Tek tesellimiz içerisinde opera müziği çalan modern bir tuvaleti kullanmış olmaktı :)
**
Yiyecek konusunda da sorun yaşamayacağınız bir şehir burası.
Hatta ara öğünlerinizi süpermarketlerden alıp hazırlayabileceğiniz sandviçlerle
yapabilirsiniz.Yanına tabaklarda satılan meyvelerden alıp 
istediğiniz yerde yiyebilirsiniz.
Sonuçta turistlerin çoğu bu şekilde yapıyor.
Turiste ayıp yok...
Ayrıca Viyana'da çok sayıda Türk Süpermarket te var.
Bu alışverişlerde tek bilmeniz gereken yanınızda yedek bir poşet bulundurmak.
Çünkü poşetler para ile satılıyor.
**
 Gitmek,görmek,gezmek güzeldir.
Her yolculuk yeni bir tecrübe katar insana...
SEVGİYLE VE GEZGİN KALIN...



26.08.2013

DOĞANÇAY MÜZESİ

 SELAMLAR...
Bayramda İstanbul'un sakin sokaklarında epeyce gezdik.
Beyoğlu'na gitmişken  Doğançay Müzesine de uğradık.
**
Burası Türkiye'nin ilk modern sanat müzesi.
Renklerin Ustası Burhan Doğançay'ın eserleriyle birlikte
babası Adil Doğançay'ın da eserleri yer alıyor.
**
Büyük Usta'yı tanımayanlar bile mutlaka
yaşayan Türk ressamları içinde Mavi Senfoni
eseri 1,5 milyon dolar gibi rekor bir fiyata satılan  ressam olarak
adını duymuştur.
**
Dünyada çapında ise çok iyi tanınan bir ressamdı Doğançay...
Ne yazık ki bu yılın başında vefatı ile sanat dünyasında büyük bir boşluk bıraktı.
**
Bu benim favorim olan eser.Yeşil Kapı..
Yakından görmek çok daha etkileyiciydi.
**
 Burhan Doğançay'la akrabalığımızın bulunması ise
yaşantımda onurlu bir nişane olarak kalacak.
**
 **
Yolunuz Beyoğlu'ndan geçerse girişin ücretsiz olduğu bu  müzeye 
mutlaka uğrayın.(10:00-18:00)
Müzeyi gezdikten sonra 
saat 15:00-17:00
arasında oradaysanız keyifle çayınızı yudumlayabilirsiniz.
Daha geniş bilgi için DOĞANÇAY MÜZESİ 
sayfasını ziyaret edebilirsiniz.
SEVGİYLE VE SANATLA KALIN.





22.08.2013

VİYANA HUNDERWASSERHAUS

 Selamlar...
Viyana'dan renkli ve sıradışı bir mekanı yazacağım bugün.
Hunderwasserhaus....
**
**
Avusturyalı sanatçı Friedensreich Hunderwasser tarafından yapılmış olan apartman
sıradışı özellikler taşıyor.
Renkli tasarımı,asimetrik yapısı ve terasları 250 adet ağaç ile süslenmiş farklı bir apartman.
**
 **
Bu özellikleri ile tabii ki turistlerin de görmeden gitmedikleri bir yer.
Binaların içerisini gezmek mümkün değil.
Bu düz olmayan yapının içerde nasıl bir görüntü oluşturduğunu insan epey merak ediyor.
**
**
Apartman bir sokak üzerinde.
Kegelgasse 34-38 numara..
 **
 **
O gün hava çok sıcaktı.Bir kaç foto çektikten sonra 
kendimizi atacak serin bir yer aradık.
**
**
Apartmanın yan tarafında bu küçük pasajı gördük.
İçerisinde hediyelik eşya dükkanları,Mozart çikolatalarının satıldığı bir dükkan,
küçük bir cafe-bar var.
Biraz serinlemek ve soluklanmak için uygun bir yer.
**
 **
Yine bu pasajın karşısında sanatçının eserlerine ait kartpostalların,
küçük tabloların ve hediyeliklerin satıldığı ayrı bir mağaza daha var.
Yukarıda bu kartpostallardan biri var.
Burada apartmanın bütünü daha iyi görünüyor.
Ben bu kadar güzel bir görüntü almayı başaramamışım ne yazık ki..
**
Mutlaka gitmeli mi derseniz,
oraya kadar gitmişken görün bence...
Anılarınızda sıradışı ve renkli bir iz kalsın.
**
SEVGİYLE VE RENKLERLE KALIN...





20.08.2013

PRAG'TAKİ AŞK KİLİTLERİ

Selam...
Prag tütsü kokan,her sokağın ardında başka bir sürpriz saklayan şehir..
**
**
Charles Köprüsü'nün tam ortasındaki merdivenlerden aşağı indiğinizde
karşınıza bu aşk kilitleri çıkıyor.
**
**
Her aşkın efsanelerle süslenen tarafı vardır.
Aşk kilitleri de böyle işte.
Aşıklar,yeni evli çiftler bu kilitleri buraya takıp anahtarını nehre atıyorlar.
Bu şekilde aşklarına sonsuza kadar garanti sağladıklarına inanıyorlar.
**
**
Bir çok ülkede de  benzerleri var.Prag'a gitmeden önce okumuştum.
Hatta yanıma bir kilit alayım diye de düşündüm.
Sonra unutmuşum,birdenbire karşıma çıkınca sevindim.
**
 **
Hani bizde olsa kıyıda köşede turistler için kilit satan tezgahlar olurdu :)
İşin şakası bir yana buraya gelen çiftler
önceden isimlerini kilitlere yazdırıp gelmişler zaten.
Bir tür nikah şekeri süsü gibi aslında..
**
 **
İşte anahtarlarını nehre atıp köprüde fotoğraf çekimi yaptıran çiftlerden biri..
Siz gidecek olursanız unutmayın olur mu?
Aşk güzeldir,aşkı süslemek te ...
SEVGİYLE VE AŞKLA KALIN..


 

18.08.2013

BERLİN'İN EN LEZZETLİLERİ

Selam...
Yurtdışı gezilerinde yemek her zaman en önemli unsurdur.
Uygun fiyatlı ve damak tadına uygun yemekler ararsınız.
Eğer yöresel lezzetler varsa
onların da tadına bakmadan olmaz.
Berlin'de tadılacak yöresel bir lezzet olmadığından
sürprize açık olmayan bir seçim yaptık.
Postdomerplatz'daki Pizza Hut uğrak yerimiz oldu.
Hem otelin çok yakınındaydı hem de fiyatları uygundu.
***
***
Örneğin yukarda gördüğünüz pizzanın fiyatı 4,90 € idi. 
Büyük boyu ise 7,90 € 
***
 ***
Siparişinizle beraber gelen sarmısaklı ekmekler Pizza Hut'ın ikramı..
**
**
Pizza öncesi  tavuk kanat,mozzarella sticks ve 
patatesten oluşan bu karışık lezzetler 
başlangıç tabağımızdı.
Özellikle mozzarella sticksler çok başarılıydı.
Tadı damağınızda kalıyor.
Üç adet sosla beraber başlangıç tabağının fiyatı 9,90 € idi.
**
 **
Bu nefis görüntülü bolonez soslu makarna tamamen tarafımdan
yenildi.
**
 **
Ne Ata ne de koca bolonez soslu makarna sevmediğinden,
onlar pizza yerken ben makarnamı
afiyetle yedim.
Fiyatına gelince 7,5 €
**
**
Evde salata yemeyen canım oğlum Arnavutluk seyahatinden bu yana
 Greek Salad tutkunu oldu.
Dışarda para verilen daha mı tatlı geliyor acaba??
Zeytin yemez,peynir yemez...
"Ama bu salatanın içindekilerin tadı farklı..."
Şaka bir yana hep kuru şeyler yememek adına salata yemesen de olmuyor.
Fiyatına gelince yemeklere göre daha pahalı  7,40 €
**
**
Bir başka gün yediğimiz Cesar Salata ise benim damak tadıma
uygun değildi.Sevmedim.
**
**
Tavuklu,mantarlı,kremalı lazanyaya gelince nefisti.
**
**
Böyle bir porsiyonun fiyatı 8,5 € idi.
Tabağın eksik kısmı da porsiyona dahildi.
Masadaki sabırsızlar fotoğraf çekmemi bekleyemediler :)
**
 **
Pesto soslu makarnayı ise Tre Secondi'de yedim.
Ne yazık ki fişini saklamadığımdan fiyatını hatırlamıyorum.
**
 **
Alexanderplatz'daise Alexa Alışveriş Merkezi'nde
bu küçük sandviçlerle kendimize
öğlen menüsü yaptık.
**
**
Fiyatı 2,5 € ydu.
Çok açken bir kişinin doyabileceği büyüklükte değildi.
Ancak açlığınızı bastırmak için güzel bir seçim olacaktır.
Tabii bunların yanında Berlin'de çok sayıda da Türk dönerci var.
Frankfurt'ta sulu yemek satan Türk lokantaları daha çoktu sanki.
Berlin'de dönerciler dışında  merkezi yerlerde fazlaTürk Lokantası'na
denk gelmedim.
Kendimce aldığım notları paylaştım sizlerle.
Başka gezi notlarında buluşmak üzere...
SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN.









15.08.2013

PRAG'IN EN LEZZETLİLERİ

SELAMLAR...
Yolu Prag'tan geçecekler için 
yemeklerden de söz etmeli diye düşündüm.
İlki sarmısak çorbası...Oradaki adıyla "garlic soup"
İlk defa denediğim bir çorbaydı.
Açıkçası baskın bir sarmısak tadı olabilir diye tereddüt ettim.
Ama denemeden de gelmek olmazdı.
Sonuçta;pişman olmadım.
İçinde sarmısak dışında patates ve havuç ta vardı.
Tek eksik içine sıkılabilecek limondu bence.
Ayrıca içerisine kıtır ekmekler de konmuştu.
 Benim size önerim ise bu çorbanın
ekmek içerisinde servis edilenini denemeniz..
Somon Ata'nın tercihiydi.
Ben de bir parça tadına baktım tabii.Herhangibir eksiklik bulamadım.
Gayet güzeldi.
Yemek olarak ben karışık ızgara seçtim.Etler güzel pişmişti.
Açık havada canlı jazz müzik eşliğinde
yemek yemek başlı başına güzeldi zaten.
Kocanın yemeği ise dana gulaş oldu.
Ne mekan ne müzik kocanın aklını çelemedi ve
yemeği hiç beğenmedi.
Et çok sertti.Sosu güzeldi ama eti yiyebilmek için 
epey çaba harcamak gerekiyordu.
Sonuçta; bu yemek böyle mi olur yoksa
restaurantın bir olumsuzluğu mudur bilmem ama
hiç tat vermedi.
Bu da başka bir mekanda
Ata'nın yediği çikolatalı,muzlu,dondurmalı pankek...
Tam bir bomba lezzetti.
**
 Kısaca Prag aç kalacağınız bir yer değil.
Damak tadınıza göre yemek bulabilmeniz mümkün.
Çek Kuronu'nun TL'ye göre değerinin düşük olması nedeniyle
fiyatlar da uygun gelecektir.(100kuron 10 TL)
**
Bugüne de böyle nokta koyalım.
SEVGİYLE VE GEZGİN KALIN...



13.08.2013

FIRINCI ORHAN'DA BLOGGER BULUŞMASI

   SELAMLAR...
Ankara'lı bloggerlar
etkinliklerin azlığından şikayet edip dururduk.
Son zamanlarda ise 
gözle görülür bir hareketlenme oldu..
bu gelişmede büyük katkısı var.
**
 **
İşte bu etkinliklerden biri de
Fırıncı Orhan'ın iftar davetiydi.
 Eryaman'daki şubeleri benim yıllardır uğrak yerim.
Yemek ise Çukurambar Şubesi'ndeydi.
Bu şubesini de içindeki Gurme market farklılığı ve ferahlığı
nedeniyle çok beğendim.
 **
O akşam güzel ve özenli bir ikram zinciri oluşturulmuştu.
Çoğu arkadaşım yazılarında menüyü tek tek anlattı.
Ben de instagramdan paylaşmıştım.
Bu yazımda ise favorim olan 
salatayı  paylaşmak istedim.
Kadayıfa sarılı keçi peyniri salatası...
İçinde yemişler,nar taneleri,yeşilliklerle
özel bir sos içeren harika bir salata.
Kapsamlı,doyurucu,enerji verici ...
Ben çok beğendim :)
**
**
Tatlılarımızı yemek için 
yeni açılan Park Oran Şubesi'ne gittik.
Yine ikramda sınır tanımayıp 
tabakları tatlı çeşitleri ile
doldurdular.
Yemeğin ardından hemen tatlı yiyemem.
Ama o kadar gelmişken tadına bakmasan da olmaz.
O yüzden en hafif olduğunu düşündüğüm 
kabak tatlısını denedim.
Böylece geceye tatlı bir nokta koymuş oldum..
Yazının sonuna gelmişken
bu etkinlik için
destek veren herkese
bir blogger teşekkürü gönderiyorum.
SEVGİYLE VE TOK KALIN....

4.08.2013

İSTANBUL-VİYANA THY UÇUŞU

Yeniden Merhaba...
Viyana'ya uçuş için biletlerimizi 
aylar öncesinden uygun bir fiyata almıştık.
***
Uçuş günü geldiğinde
 sabah Ankara'dan Pegasus'la İstanbul'a geldik.
İstanbul'da THY uçağına bindik.
Uçakta yerimizi alıp güvenli uçuş moduna geçtikten sonra,
sıra tabii ki fotoğraf çekmeye geldi.
***
**
Daha önce Lufthansa uçuşundan kareler paylaşmıştım.
Koltukların rahatlığı açısından bakarsak
ikisi de konforluydu.
Pegasus dar koltuk aralıkları  ile ikisinin de çok gerisinde kalıyor.
Menülere gelince THY sunum ve lezzet açısından
tabii ki tartışılmaz.
**
 **
Menüde karnıyarık ve baharatlı tavuk tercihe sunulmuştu.
Üçümüz de baharatlı tavuk seçtik.
Lezzeti güzeldi.
Böylece Lufthansa'nın aksine
karnımız iyice doydu.
Somon fümeye gelince bir parça tadına baktım.
Onu da beğendim.
Neden bir parça derseniz,
kalanını Ata yedi.
Kendi somonlarını da,babasının tabağındakini de...
"Yesin,çocuk o" dedik tabii...
Çok seviyor,ne yaparsın :))
Tatlı da çok mükemmel değildi 
ama yine de güzeldi.
**
**
Uçuş yaklaşık olarak 2,5 saat sürdü.
Hava bulutsuzdu bu sefer,
Ata keyifli bir yolculuk yapmış oldu.
**
Hepinize iyi pazarlar...
SEVGİYLE KALIN..
 
 




 

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...