SENDEN ÖNCE BEN-JOJO MAYES

SELAMLAR...

Boş zamanlarda değil her zaman okumalı insan.

Bir kitabı alıp eve gelene kadar sabırsızlanmanın ne demek olduğunu

ancak bir kitapsever anlayabilir.

"Senden Önce Ben"  yorumları okuyup almaya karar verdiğim kitaplardan biri.

Ne yalan söyleyeyim,yorumlara bakınca tamamen bir aşk romanı olduğunu düşünmüştüm.

Okuduktan sonra anladım ki

içinde aşk olan bambaşka bir kitapmış.

Tüm duygularınızı,düşüncelerinizi,insanlığınızı,sahip olduklarınızı,ertelediklerinizi

gözden geçirmeniz gerekecek.

Dertleriniz gerçekten de o kadar büyük mü???

Engeller aşka  engel mi??

Peki vazgeçebilecek kadar çok sevmek mümkün mü?

Belki bir çok yorumda siz de okudunuz.

Merak ediyorsanız  evet  kitabın son kısmı burnunuzun direğini sızlatıyor.

Ağlamaksa sulugözlülüğünüzün sınırlarına bağlı...

Ben çok ipucu vermeyi sevmiyorum.

Sadece okursanız pişman olmazsınız diyorum.

**

SEVGİYLE VE KİTAPLA KALIN..
***
Bu arada daha güncel paylaşımlar için twitter adresim @sihirlioklava

İRMİKLİ BAKLAVA (Hazır Baklava Yufkasıyla)

 MERHABA...

İrmikli baklava...

Bu nefis tatlının hikayesi birkaç gün öncesinden başlıyor.

Ata'nın Beğendik'in restaurant kısmından aldığı bir porsiyon tatlı ile...

Tatlı konusunda hiçbir zaman krize girmişliğim yoktur.

Severim ama olmasa da aramam.

O gün Ata'nın yediği tatlıdan  küçük bir parça aldım.

Veeee...o nasıl bir lezzettir,o ne güzel tatlıdır.

Baklava diye yemeye başladım içinden bambaşka bir lezzet çıktı.

Faturayı atmışız,hiçbir yerde adı yazmıyor.

Ben de internette derin bir araştırma yaptım.Sonuç;irmikli baklava...

Bu tatlı için ne gerek derseniz...

***

 ***

• 1 paket baklava yufkası (1 paketin tamamı kullanılmıyor)
• 1 su bardağı irmik
• 1 su bardağı sıvıyağ
• 1 su bardağı süt
• 3 yumurta
• 2 paket kabartma tozu
• 1 paket vanilya
• 1 limon kabuğu

Şerbeti için;

• 4 bardak şeker
• 4 bardak su

 **

İlk önce şeker ve suyu karıştırıp şerbetimizi kaynatalım.

Koyulaşınca birkaç damla limon sıkıp altını söndürelim.
Tatlı pişene kadar şerbet ılıklaşmış olacaktır.

İkinci aşamada yumurtalardan birinin sarısını ayırıp diğerlerini iyice çırpalım.Sıvı yağ ve sütü ekleyip

çırpmaya devam edelim.

Sonra irmik,kab. tozu,vanilya ve limon kabuğu rendesini ekleyip karıştıralım.

Sosumuz hazır olunca,yağlanmış fırın tepsisine iki kat hazır baklava yufkası serelim.

Üzerine büyük çorba kepçesi kadar sosu yayarak sürelim.

Tekrar iki kat yufka koyup,üzerine sos sürüp

bunu sos bitene kadar devam ettirelim.

En üstü yine iki kat yufkayla kapatalım.

Üzerine yumurta sarısı sürelim.

Kare kare keselim.

180 derecede yaklaşık 30 dk. üzeri kızarana kadar pişirelim.

Fırından çıkardığımız tatlının sıcaklığı gidince ılık şerbeti üzerine dökelim.

**

İlk defa denedim ve yapımı pratik olduğundan çok sevdim.

Tadı da oldukça güzeldi.

Peki ama hikayenin sonu nasıl bitti derseniz;

HAYIR,o tatlı bu tatlı değilmiş...

Dışı baklava gibi görünen ama içi muhallebi kıvamında olan bir tatlı...

Var mı tahmini olan???

SEVGİYLE VE TATLI KALIN...

MAKARNALI KEREVİZ SALATASI

SELAMLAR...

Havalar soğumaya başlayıp ta eve kapanınca abur cubur yeme potansiyeli de artıyor.

Yaza girişte ise üzerime olmayan kıyafetlerle hüzünle vedalaşırken

durum acıklı bir hal alıyor.

O yüzden de arada bir öğünleri salatayla geçirmek gibi 

kararlı (!) adımlar atıyorum.

Küçük bir kase süzme yoğurdu(normal yoğurt ta olabilir) salatayı yapacağımız

kasenin içerisine koymakla işe başlayalım.

İçerisine bir diş ezilmiş sarmısak, biraz tuz, dövülmüş ceviz ve 

bir-iki yemek kaşığı mayonezi de ekleyip karıştıralım.

Bir adet kerevizi soyup hızlıca yoğurdun içerisine rendeleyelim.

Bu şekilde kararmadan önce yoğurtla kerevizi buluşturmuş oluruz.

Sonra daha önceden haşlayıp süzdüğümüz küçük bir kase makarnayı da

ekleyelim.

Ben  MakarnaLütfen 'in sebzeli makarnalarını kullandım. 

Salatadaki malzemelerin miktarı sizin zevkinize göre 

değişiklik gösterebilir.

İşte salatamız hazır...

Afiyetle yedikten sonra 

en azından bir öğünü salatayla geçirmiş olmanın vicdani rahatlığıyla

gününüze devam edin.

**

SEVGİYLE VE FİT KALIN...

ANKARALI ANNELER TİNT CAFE BULUŞMASI

MERHABA...

Okullar açılıp yoğunluk başlayınca istemeden de olsa 

bloğumu biraz ihmal ettim.

Ama yine de bu yoğunluk arasında Ankaralı Anneler buluşmasına 

gitmeden yapamadım.

**

 **

Bu grupla tanışıklığım yaz başına rastlıyor.

Grubun kurucusu sevgili Bahar her ay 

farklı bir buluşma,seminer,kurs,yemek,piknik vb.

organize ediyor.

 Böylece anneler çocuklarıyla etkinliklere katılabiliyor.

Kimi zaman da çocuksuz buluşmalarda yine bol bol çocuklardan konuşarak

vakit geçiriyorlar.

Takip etmek ve bilgi almak isterseniz twitter'da @ankaralianneler 

**

 **

Geçen gün de Tint Cafe'de öğle yemeği için buluştuk.

Sohbet harikaydı,ortam çok rahat ve güzeldi.

Uzman Diyetisyen Özge Kelebek te bizimleydi.

Ben iyice acıkmış olduğumdan diyet konusuna dalmadan karnımı iyice doyurmak istedim.

 Menüden mantar soslu tavuğu seçtim.

Görsel olarak,lezzet olarak ve porsiyonun büyüklüğü bakımından memnun kaldım.

Özellikle sosunu çok başarılı buldum.

Zengin çeşitlilikte bir menüleri var.

Yolunuz düşerse damak zevkinize uygun birşeyler mutlaka bulursunuz.

**

**

Bu arada MakarnaLütfen kendi gelememiş,sebzeli makarnalarından

göndermiş.Makarnada sınır tanımayanlardansanız 

web sitelerine bir göz atmanızı öneririm.

Keyifli bir güne dair alınmış kısa notlarımı paylaştım sizlerle.

Ankaralı Anneler ile ilk buluşmaya gittiğimde hiçbirini tanımıyordum.

O kadar güleryüzlü ve canayakın davrandılar ki yabancılık hiç çekmedim.

Siz de burada olmak istiyorsanız hiç durmayın,bu gruba katılın.

SEVGİYLE VE NEŞEYLE KALIN..

PASTIRMALI KURU FASULYE

SELAM...

Az kuru az pilavla başlar milletimizin kurufasulye aşkı....

Sıkıntılı bir yemektir ama o lezzeti yok mu 

işte vazgeçilmez tarafı da odur.

**

Bendeki anlamı ise,bazen gecenin bir yarısı

bir dergide görüp aşerme halidir.

Öyle birdenbire can çeker...

Yapılır,tek öğün yenir,bir dahaki sefer beklenir.

Şimşek çakarcasına bir göz kırpma..

**

**

Tarif desen basittir aslında.

Güç olan ne kadar fasulye koyacağındır.Öyle bir bereketlidir ki,

ne kadar az olsun desen inadına çoğalır.

**

Geceden sıcak suyun içerisine bırakıp,sabah suyunu değiştirip

5-10 dakika tencerede tıkırdatmak şarttır.

Sonrası hep bildik sıra...

Bir soğan inceden doğranır.Göz yaşarmazsa iyi şanstır.

Ben uzun ve kolestrolsüz yaşama sevdasında olduğumdan

tüm yemeklerimde olduğu gibi zeytinyağı ile pembeleştiririm soğanları.

Yazmadım diye salçayı unutmayın sakın.

Biraz biber,biraz domates salçası yakışır.

Sonra pastırmalar ve yeşil biber yerini alır.

Hepsi tam kıvama geldiğinde üzerine sıcak su,tuz ve baharatlar eklenip

pişirmeye bırakılır.

(Bir püf;biraz kimyon fasulyenin gazını alırmış.. )

Ben düdüklü tencerede pişiriyorum ama her fasulyenin de

kendine göre cinsliği olduğundan pişme süresi de farklı oluyor.

İlk sefer pişirmede önce 15 dakika pişiriyorum.

Sonra duruma göre ayarlıyorum.Çabuk pişen bir

fasulye ise ve zamanını geçirirseniz

ezilip,dağılan tek şey sizin umutlarınız olmuyor :))

**

Gecenin bir yarısı bir kurufasulye hikayesi benden size...

**

SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN...

PATATESLİ RULO BÖREK

SELAM...

Önceleri bu böreği çok yapardım.

Ata patatesi kızartması dışında yemediği

için ben de patatesli böreklere istemeden de olsa veda ettim.

Geçen hafta biraz kilo vermenin mutluluğu ile

kendimi ödüllendirmeye karar verdim.

Ve işe koyuldum...

Burdan buyurun....

Malzemelerimiz ;

*3 yufka

*4 adet haşlanmış patates

*tuz ve baharat

Harcına gelince; 

 *3 yumurta(ikisinin sarısı ayrılacak)

*Yarım su bardağı sıvı yağ

*Yarım su bardağı süt

*4-5 yemek kaşığı yoğurt

*İsteğe göre yarım kase lor peyniri

**

 **

Önce patatesimizi ezerek içerisine baharatlarımızı ekliyoruz.

İsterseniz maydanoz da ekleyebilirsiniz.

Daha sonra harç için hazırladığımız tüm malzemeleri bir kapta 

karıştırıyoruz.

Yufkamızın ilk katını serip harçtan her tarafına bolca sürüyoruz.

İkinci kat yufkayı üzerine koyup aynı işlemi tekrarlıyoruz.

Üçüncü katı da üzerine serip bıkmadan usanmadan aynı işlemi 

yeniden yapıyoruz.

Harç yufkaya ne kadar bol sürülürse sonuç o kadar başarılı oluyor.

Son kata da harcı sürdükten sonra patatesli içimizi 

yufkanın her tarafına yayıyoruz.

En son işlem ise yufkamızı rulo şeklinde sarmak.

Patatesi yufkaya eşit olarak dağıttığımızdan emin olunca

sıkı bir rulo yapıyoruz.

Bundan sonra böreğinizi birkaç saat buzdolabında bekletebilirsiniz.

(Buzluğa koyma şansınız da var.Ondan da bahsedeceğim.)

Sonra 1 cm genişliğinde dilimler halinde kesip,

yağlanmış tepsiye yerleştirin.

Üzerine ayırdığınız yumurtayı bolca sürün.

**

**

Ben ruloyu iki parçaya ayırdıktan sonra

strech filmle sarıp buzluğa kaldırdım.

Birkaç gün sonra bir parçasını buzluktan çıkardım.

Oda ısısında bir süre sonra kesilebilecek duruma geliyor.

Sonra 180 derecede yaklaşık 40 dk. pişirdim.

Tabii siz yine de kendi fırınınıza göre düşünün.

Fırından çıkmasına yakın üzerine rende kaşar da eklenebilirdi.

İkinci parçayı o şekilde deneyeceğim.

Ayrıca rulonun bir parçası bir tam bir tepsiyi doldurdu.

Sonuç gayet başarılı ve güzel oldu.

Kendim yaptım diye söylemiyorum,bu böreği kim yapsa

ben afiyetle yerim :)

SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN...

BERLİN DUVARI

MERHABA...

Berlin yaptığımız gezi planında uygun uçak bileti bulup ta 

rotaya eklediğimiz şehirdi.

Gezi bittiğinde "bir kez daha gelirim" dediğim bir şehir oldu.

**

**

Herşeyden önce Berlin

dünya tarihi açısından çok önemli bir şehir.

**

**

Şehrin modern sokaklarında dolaşırken,bir yandan da

tanıklık ettiği savaş yıllarının izleri sürekli karşınıza çıkıyor.

**

**

Tarihlerini duvarlara,duraklara astıkları afişlerle,

savaş müzeleriyle,doğu-batı

arasındaki kontrol kapısının temsili binasıyla,

 tarihi yerlerde karşılaştığınız

o dönemin askerleriyle,

o yıllara ait posterlerle

heryerde anlatıyorlar.

**

**

Berlin Duvarı'nın kalıntıları da Berlin'in çeşitli yerlerinde

sanatçıların süslediği haliyle karşınıza çıkıyor.

**

**

Berlin Duvarı'nın yıkımını televizyondan izlediğim günleri hatırlıyorum.

İnsanların sevinç gösterilerini de...

Bu duvar parçaları renklere bürünmüş olsa da

çekilen acıların izlerini taşıyor.

Bu arada tarihlerinin en önemli simgesi olan duvarın parçalarını

 magnetlere de eklemişler.

En üstteki fotoğrafta gördüğünüz gibi

biz de alıp getirdik bir parça...

Bu gezinin tarihi özeti şu;

savaş insanlara sadece acı verir.

Bunu kendi tarihimizden de insanlık tarihinden de çok iyi biliyoruz.

O yüzden ben,benim bile yaşamadığım bir savaşı

oğlumun yaşamasını istemiyorum!

**

SEVGİYLE VE BARIŞLA KALIN.

KAİKEN

SELAM...

Grange kitaplarının sonuncusu Kaiken'i büyük bir merakla alıp 

bir solukta okudum.

İlk olarak Leyleklerin Uçuşu ile tanışmıştım Grange ile.

Sonra diğer kitaplarını peşpeşe okudum.

Leyleklerin Uçuşu ve Koloni  kesinlikle en favori kitaplarım.

Diğer kitaplarında bir parça hayal kırıklığına uğradım.

Beklediğim kadar etkileyici olmadı.

O nedenle Kaiken'i de biraz tereddütle aldım.

Ama gerek hikaye,gerek anlatım çok başarılıydı.

Gerilimden hoşlanıyorsanız,şiddetin ayrıntılı anlatımından

rahatsız olmam derseniz zevkle okuyacaksınız.

Şimdi ben oturup yeni kitap listemi yaptım.

Okudukça okuyası geliyor insanın.

SEVGİYLE VE KİTAPLA KALIN...

KREMALI DOMATES ÇORBASI

SELAMLAR...

Uzun zamandır tariflere ara verdim.Gez,toz,ye derken tatil dönemi bitti.

Artık evde pişirip yeme zamanı geldi :)

Kremalı domates çorbasında tarif çok basit.

Üç-dört tane domates ve bir tatlı kaşığı salçayı rondoda püre haline 

getirelim.

Ben tüm yemeklerimde zeytinyağı kullandığım için 

bunda da tencerenin tabanını kaplayacak kadar zeytinyağı koyuyorum.

Üzerine iki yemek kaşığı un ekleyip kısık ateşte kavurma işi bitince

 domates püresi ve sıcak su ekliyorum.Suyu yavaş yavaş eklerseniz

kıvamını tutturmanız daha kolay olur.

Sonrası damak tadınıza göre tuzu,karabiberi...

**

Tabii ki domates çorbasının olmazsa olmazı rende kaşar ve kıtır ekmek.

Kare şeklinde kestiğim tost ekmeklerini ve minik bir parça tereyağını

tavaya koyup kısık ateş üzerinde 

ekmekleri kızarttım.

**

İşin krema kısmına gelince hazır kullanmak istemedim.

Bir yemek dergisinde şu tarifi buldum;

1su bardağı süt

1çay bardağı toz şeker

1/2 çay bardağı un

1 yumurta

Ben miktarları yarı yarıya azaltarak ve yumurta eklemeden

ocakta tüm malzemeleri karıştırarak pişirdim.

Muhallebi kıvamına gelince olmuş demektir.

Kremayı tabaktaki çorbanın üzerine servis yaptım.

Tüm çorbaya ekleyip kesilme ve ertesi gün bozulma riskine karşı

böylesi daha uygun bence.

Her yiğidin bir yoğurt yiyişi,her aşçının bir tarifi vardır.

Ben de kendi tarifimi

hiç denememiş olanlar için basitçe anlatmaya çalıştım.

Üniversite döneminde Bursa-Ankara arası yollarda mola yerinde içtiğim

favori çorbamdı.

O zamanlar yapımı çok zor olan bir çorba olduğunu düşünürdüm.

O yüzden sevip te denemeyenler varsa paniğe gerek yok:)

**

SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN..