31.10.2013

FESLEĞENLİ,DOMATES SOSLU VE KARİDESLİ MAKARNA

karidesli makarna
Selam...
Her zaman dile getiririm,Ata deniz ürünlerinin hastasıdır.
Özellikle yurt dışı gezilerimizde tabaklar dolusu 
karides ve kalamar tüketir.
Fiyatlar yapılı hallerini de göz önüne alınca 
burada yiyebileceğinizden daha ucuzdur.
Oysa ki  biz  ilkokuldan beri ne öğreniriz  ;
" Türkiye'nin üç tarafı denizlerle çevrilidir. "
Her zaman aldığım markanın dışında aldığım karidesler
buzlarından kurtulunca minicik kaldıklar örneğin.
Jumbo boyunu alayım garanti olsun derseniz çok daha yüksek bir fiyata
razı olacaksanız.
Erdek'te yaşadığımız yıllarda tazesini alırdık.
İlk kez kabuklu olarak aldığımda ayıklamak için mutfağa girmiştim.
Elektrikler kesilince mum ışığında devam ettim.
Belki de göre göre ayıklamak o kadar  kolay olmazdı : )
Lafı uzattım yine...
Adı uzun ama yapılışı kolay tarifimize geleyim artık.
Önce makarnamızı pişirmeye başlayalım.
Çekirdeklerini çıkardığımız iki adet domates,bir diş sarmısak,
biraz fesleğen ve bir yemek kaşığı zeytinyağını rondodan geçirelim.
Karidesleri bir tavaya koyup altını yakalım.
Buzları çözülünce suyunu dökelim.Tavaya tereyağı koyup,
karidesleri hafif pembe renk alana kadar tavada çevirelim.
Sonra domates sosunu ekleyip bir süre de bu şekilde pişirelim.
Haşlayıp süzdüğümüz makarnaların üzerine ekleyelim.
Sarmısağın,domatesin,fesleğenin ve karidesin birbirine yakışan
lezzetleri ile harika bir yemek oluyor.
Denenmemiş olanlara tavsiye olunur.
**
SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN...


30.10.2013

ANKARALI BLOGGERLAR VE ÇOCUKLARI GÜLLÜOĞLU'NDA

 MERHABA...
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nda Güllüoğlu Ümitköy şubesi 
bu kez çocuklarınızla gelin,güzel bir bayram etkinliği yapalım dedi.
**
Sadece çocukları değil bizi de cezbeden şıklıkla ve lezzetlerle karşıladılar bizi.
Biz çaylarımızı içerken çocuklar neşe içinde cupcake yaptı.
**
Heykeltraş Hülya Tıknaz ve Pasta Şefi Feridun Yüreğir
büyük bir sabırla iki saatten fazla bir süre çocuklarla
eğlenceli bir etkinlik gerçekleştirdiler.
Biz anneler de çayımızı içip muhabbet ettik.
Güllüoğlu denince akla ilk gelen baklavadır ama
gördüğüm kadarıyla butik pasta alanında da iddialılar.
**
Bu sıralarda Güllüoğlu yazılarının çokluğu dikkatinizi çekmiştir.
Umarım Ankara'da bloggerlarla sürekli iletişim içinde olan
Güllüoğlu'nun etkinlikleri diğer firmaların da dikkatini çeker :)
**
Etkinlik sona erdiğinde ortaya harika sanat eserleri çıktı.
Eh biraz ortalığı dağıtmış da olabiliriz :)
**
Saatler geçti,hava karardı.
Keyifli vakit geçiren çocukların yorgun gülümsemeleri ile 
evlerimize döndük.

SEVGİYLE KALIN....



28.10.2013

YULAFLI VE PEKMEZLİ YOĞURT

Merhaba...
Vakit geceyarısına yaklaşıyor.
Tv karşısına gezip te yemek kanalı izlemeye başlayınca iyice 
coşan açlığı bastırmak gerek.
Buzdolabında gözüme kestirdiğim herşey kilo bombası olarak duruyor.
Burada bana göz kırpan bir yoğurt var.
Al işte sana karnını doyuracak bir şey...
Hem sağlıklı da...
Tost,sucuklu yumurta ve makarna gibi aklımda dolaşan
fikirlerin yanında sönük kaldı aslında.
İçine biraz yulaf ezmesi katmalı ,
tatsız tuzsuz da olsa tok tuttuğu bir gerçek.
Tadını vermek için  iki tatlı kaşığı da pekmez ...
(Aman ha..." Yoğurt pekmezdeki demiri yok eder " falan demesin kimse.
O kadarcık  pekmezin  demiri de eksik olsun. )
Biraz da ceviz  olsun .
Öyle kendi halindeki duran yoğurda bak sen,ne de güzel oldu :)
Son bir dokunuş...Ve tüm lezzetler karıştı...
Ortaya harika bir tatlı çıktı.
 **
**
İyi ki buzdolabına bakarken tez canlı davranmamışım.
Yoksa gece yarısı ağır yemenin
ağırlığı ve vicdan azabıyla uyuyamayacaktım.
Şimdiyse hafif , doyurucu ve sağlıklı bir tatlı ile
uykuyu garantiledim.
Bu gecenin ana fikri " her zaman ikinci bir yol  daha vardır " olsun.
SEVGİYLE VE HUZURLU KALIN....
**





27.10.2013

NEFİS BİR AÇMA TARİFİ

"Selam....
Bu nefis açmaları alan alsın çayının yanına ,afiyetle yesin.
Çünkü bir daha yapacağımı sanmıyorum.
Bu ilk denememdi.
Ama benim gibi hamurla fazla uğraşmayı sevmeyen birine göre değilmiş.
Bu konuda pratik olanlara garip gelse de " hamuru kopar,elinde aç,içine biraz yağ sür.Sonra da bir o yandan bir bu yandan burgu yap. Aman o taraf ince oldu da burası daha kalın buruldu " derken sıkıntılar gelsin.Yok,yok...
Belki de günümde değildim.
Sonuç nasıldı derseniz , o güzel kokuyu ve sıcacık yumuşacık lezzeti bilenler bilir.
Çok güzeldi.İşte ben de bu güzelliği burada ölümsüzleştiriyorum.
  • 1 su bardağı süt
  • 1 su bardağı su
  • yarım su bardağı sıvı yağ
  • 3 tatlı kaşığı şeker
  • 1 çay kaşığı tuz
  • içine sürmek için biraz eritilmiş tereyağı
  • 1 paket insant maya
  • 2 yumurta (akları içine sarısı üzerine)
  • 4 su bardağı kadar un

    **

    Önce sıvı malzemelerimizi ve şekeri ekleyip karıştırıyoruz,sonra da unu ve mayayı ekliyoruz.Tuzu da mayaya direk değmeyecek şekilde koyuyoruz. 
     İyice yoğurduğumuz yumuşak hamuru üzerini örtüp 1 saat kadar mayalanmaya bırakıyoruz.
    Daha sonra hamurdan ceviz büyüklüğünde parçaları koparıp elimizle çay tabağı büyüklüğünde açıyoruz.
    İçine eritilmiş tereyağdan 1 çay kaşığı kadar sürüp rulo hale getiriyoruz.Rulo hamuru iki tarafından tutup,birbirinin aksi yönünde döndürüyoruz.
    Bununla uğraşırken tepsiye dizdikleriniz biraz daha mayalanıyor.Aman aralıklı dizin!
    Üzerine bolca yumurta sarısı sürüp susamın ekledikten sonra 180 derecede kızarana kadar pişiriyoruz.
    Midi fırın tepsisiyle iki tepsi çıkıyor.
    Gerçekten yumuşacık,güzel açmalarınız oluyor...
    İşte böyle...
    Yapana da yiyene de afiyet olsun:))"

    Bu yazıyı yazalı nerdeyse iki yıl olmuş.Şimdi neden mi yeniden yayınladım?
    Kısaca anlatayım; ASLA , ASLA DEMEYİN  :)
    Dayanamayıp yine yaptım mı,yaptım....
    SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN....

24.10.2013

ELMALI KEK

Merhaba....
Bugün eve mis gibi tarçın ve elma kokusu doldurma niyetiyle girdim mutfağa.
Her zamanki kek tarifimi kullandım.
**
*3 yumurta
*1 su bardağı toz şeker
*1 su bardağı sıvı yağ
*1 su bardağı süt
*1 paket kab. tozu ve vanilya
*3 su bardağı un
*Bir avuç kadar ufak parçalı ceviz
*1 tatlı kaşığı tarçın
*3 elma
**
Yumurta ve şekeri iyice çırptıktan sonra sırasıyla sıvı yağ  ve sütü ekleyip
çırpmaya devam ediyoruz.
Malzemeler oda sıcaklığında olursa daha iyi sonuç alırsınız.
Sonra bir elmayı rendeleyip karışıma ekliyoruz.
Una  kab.tozu ve vanilyayı karıştırıp sıvı karışımımıza ekleyip
çırpıyoruz,çırpıyoruz,çırpıyoruz.....
Bitti mi?Hayır,cevizle tarçını da ekleyelim.
Son bir çırpma eylemi daha...
**
 Kelepçeli kalıbımızı yağlayıp kek hamurunu içine dökelim.
Fırını 175 dereceye ayarladıktan sonra elmalarımızı soymaya başlayalım.
Hızlıca soyup dilimledikten sonra kararmadan kekin üzerine
istediğimiz gibi yerleştirelim.
İster yatay,ister dikey ama hamura çok batırmayalım.
Hatta hamura değen kısmını biraz unlarsanız pişerken içe gömülmemiş olur.
Kekiniz yaklaşık 50 dakikada pişerken siz mutfağı kaplayan
mis gibi tarçın kokusunun tadını çıkarın.
Sonra çocuğunuz okuldan gelip
" bizde kokuyor değil mi anne? " diye sorunca
bir de bu mutluluğun tadını çıkarın.
**
SEVGİYLE,AFİYETLE VE SEVDİKLERİNİZLE KALIN...

**
Bu arada  "en çalışkan blog " kategorisinde kimselere oy kullanmamışsanız bloğuma
ücretsiz şekilde bir oy verebilirsiniz.
                                http://bumerang.hurriyet.com.tr/bumerang-odulleri/14729.htm


22.10.2013

ANKARALI BLOGGERLAR BULUŞMASI "Gıda Güvenliği Semineri"


Merhaba...

Uzunca bir zamandır yapmayı planladığım bu etkinlik ile ilgili sonunda 
tarihi kesinleştirdim.
Sıra sizlerle paylaşıp davet etmeye geldi.
Sanırım çoğumuz için et ve süt ürünlerinin tüketimi ve saklanması önemli bir konudur.
Özellikle de anne olanlar günümüzde gıda güvenliğini gözardı edemez.
Hangisi gerçekten sağlıklıdır?
Nasıl tüketmek gerekir?
Doğrular ve yanlışlar nelerdir
**
Aklınıza gelebilecek tüm sorularınız için
bu seminerde
A.Ü. VETERİNER FAK. Gıda Hijyeni ve Teknoloji Bölümü'nden
Doç.Dr. Sayın F.Seda Bilir Ormancı
bizimle olacak.
Ayrıca Araştırma Görevlisi Sayın Güzin İplikçioğlu ÇİL 
bizler için güzel bir sunu hazırlayacak.
3 KASIM 2013 Pazar günü saat 13:00-15:00 arasında
Veteriner Hekimler Derneği Eğitim ve Konukevi'nde
masalarımızda çayımızı içerken keyifli bir sohbet yapacağız.
Bu arada Ank.Vet.Hekimler Derneği'ne mekan ve seminer 
konusundaki tüm destekleri için teşekkür ederim.
Sponsor firmalarımıza sayı belirttiğimiz için kişi sayımız sınırlıdır.
sihirlioklava@hotmail.com adresinden ya da twitter @sihirlioklava hesabından
iletişim bilginizi DM atarak katılımınızı bildirebilirsiniz.
Özellikle şimdiye kadar  tanışamadığımız arkadaşları orada görmek isterim.
Bu ücretsiz etkinliğimize blog yazarı olan herkes davetlidir.
Şu an için kesinleşen sponsorlarımız;
ANKARA VETERİNER HEKİMLER DERNEĞİ 
Seminerin gerçekleştirilmesinde sağladıkları sınırsız desteğin yanında
bizler için hazırladıkları değerli bilgi içeren dökümanları ile,
YİTİK ÜLKE
birbirinden değerli kitaplarıyla,
BAKLAVACI GÜLLÜOĞLU
ikramlarıyla,
MURATBEY GIDA 
peynir çeşitleriyle,
süt ve meyve sularıyla,
çaylarıyla,
seminerde not alacağımız rengarenk post-itleriyle
PRINTINSTA
çok güzel sürprizleriyle,
TRİLYE RESTAURANT
4 şanslı blogger için Sayın Süreyya Üzmez'in
"Trilye'nin Balık Sevdası" kitabı ile
bizimle birlikte olacak.
Diğerleri de kesinleştiğinde buraya ekleme yapacağım.
O gün için başka bir planı olmayan arkadaşlarımı beklerim.

SEVGİYLE KALIN..


ADRES : Veteriner Hekimler Derneği Eğitim ve Konukevi
ZİYA GÖKALP BULVARI DİLEK APT. NO:16/9 5.KAT
KIZILAY ANKARA
(Eski Gima'dan Cebeci'ye doğru giderken Mado'nun karşısı,Zafer Dersanesi'nin yanı)

****
Seminere olan ilginiz için çok teşekkür ederim.30 kişilik kontenjanımız tamamlandı.
Bir sonraki etkinlikte görüşmek üzere.....



21.10.2013

DAMLA ÇİKOLATALI VE CEVİZLİ MUFFİN

SELAM...
Okullar açıldı.Oğlum ortak proje ödevleri için arkadaşlarını
eve davet etmeye başladı.
Bu yüzden pratik,kolay yenebilen ve lezzetli tarifleri yapmaya başladım.
Uzun zamandır yapmamıştım bu muffinleri.
Tarif defterinde yeniden rastlayınca kolları sıvadım.
**
  • 2 yumurta
  • 150 gr. toz şeker
  • 100 ml. sıvı yağ
  • 1 su bardağı yoğurt
  • 1 paket vanilya
  • 3 çay kaşığı kabartma tozu
  • Yaklaşık 250 gr un
**
Yapılışına gelince,oda sıcaklığındaki yumurtalarımızı şekerle birlikte iyice çırpalım.
Sırasıyla sıvı yağı ve yoğurdu ekleyerek çırpmaya devam edelim.
Ayrı bir kapta unun yarısını kabartma tozu ve vanilyayı karıştıralım.
Sonra sıvı karışıma döküp yine çırpalım.Kalan unu da kıvamını kontrol ederek ekleyelim.
Malzemeler tam ölçüsünde olduğunda 250 gr. un yeterli geliyor.
**
 **
Ben son olarak 1 yemek kaşığı damla çikolata ve ceviz ekledim.
Dilerseniz kakao da ekleyebilirsiniz.
Ama unutmayın eklediğiniz malzeme çok olursa 
hamur katı hale gelip istenilen yumuşaklıkta pişmeyebilir.
Örneğin kakaoyu çok ekleyecekseniz undan biraz azaltın.
Sonra muffin kaplarına 2-3 kaşık kadar karışımdan koyun.
Ben 2 kaşık koymuştum.3 kaşık olsa kalıbın boyutuna göre daha uygun olacakmış.
**
Önceden ısıtılmış fırında 170 derecede 30-35 derecede pişirin.
Yaklaşık olarak 15 tane muffin çıkıyor.
Mis kokusuyla çocukların masasında yerini alıyor.
SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN.... 



20.10.2013

FIRINDA ÇİPURA VE ŞEKERLİ SOĞAN HALKALARI

MERHABA...
Balıklar tezgahta yerini almaya başlamışken bol bol tüketmek gerekiyor.
Çipura da yapımı kolay,lezzeti bol balıklardan biri.
Hadi anlat derseniz daha önce yapmamış olanlara 
seve seve tarif ederim....
**
Fırın tepsisine  yağlı kağıt serelim .Temizlenip yıkanmış balıkların suyu iyice süzüldükten sonra
tepsiye yerleştirelim.
Balıkların içerisine bir arpacık soğan,bir diş sarmısak ve
maydanoz koyduktan sonra hafifçe tuzlayalım.
Balıkların üzerine halka kesilmiş limonları yerleştirelim.
Üzerlerine deniz tuzu ve biraz fesleğen ekleyip zeytinyağı gezdirelim.
Tepsideki boşluklara arpacık soğan,
sarmısak,havuç ve biber serpiştirelim.
Fırını ısıtalım.
230 derecede yaklaşık 35 dakikada lokum gibi balıklarınız oluyor.
**
 **
Bu arada , Arda'nın Mutfağı programında görüp uyguladığım garnitürleri anlatayım.
Küçük bir fırın tepsisine halka kesilmiş soğanları yerleştirin.
Üzerlerine biraz tuz ve  toz şeker ekleyelim.
Soğanların üzerine halka kesilmiş domatesleri koyarak ,
bir diş sarmısak,deniz tuzu,şeker ve kekik ekleyip üzerlerine
zeytinyağı gezdirelim.
Balıklarımız pişerken bir taraftan da garnitürümüzü fırının diğer rafında pişirelim.
Şeker sayesinde soğanın da domatesin de tadı daha yoğun hissediliyor.
Ve bu şekilde balığın yanına yakışır bir garnitür oluyor.
Aslında balık başlıbaşına harika bir lezzet olsa da
onu allayıp pullamak işi sizin damak tadınıza göre değişir.
**
SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN.




19.10.2013

#BumerangÖdülleri EN ÇALIŞKAN BLOG ADAYIYIM...

Bumerang Ödülleri Oy Ver!
 SELAMLAR...
Bu yıl üçüncüsü yapılan Bumerang Ödülleri'nde " En Çalışkan Blog " adayı oldum.

Bu oylamada bana destek vermek isterseniz 
ücretsiz oylamaya katılmak için aşağıdaki linke tıklayınız lütfen...


Katılan tüm bloggerlara ama en çok  ta kendime başarılar diliyorum :)

Üşenmeden oy veren herkese de yürekten teşekkür ediyorum...

SEVGİYLE KALIN...

15.10.2013

ANKARALI BLOGGERLAR GÜLLÜOĞLU İÇLİ KÖFTE ETKİNLİĞİ

MERHABA...
Geçen hafta Güllüoğlu Ümitköy şubesindeydik.Daha önce Ankaralı Bloggerlar olarak burada bir kahvaltıya davet edilmiştik..O gün Sayın Nejat Güllü ve Marka-İletişim Sorumlusu Sayın Canan Bozkurt bizimleydi.
Bu kez Canan Hanım'la birlikte Sayın Faruk Güllü gelmişti.
İçli köfte yapımına başlamadan hemen bir hatıra fotoğrafı alalım dedik.
Ortadaki eflatun kazaklı olan benim.Her seferinde şu önlüğü sıkı bağlamayı unutup şişko bir şekilde
çıkıyorum.Bir daha unutmasam iyi olur:)
**
 **
Güllüoğlu " gelin sizinle içli köfte yapalım " dedi,gittik.
Daha önce içli köfte yapmaya teşebbüs dahi etmemiş biri olarak biraz çekinerek gittim.
Arada kaynarım nasılsa diye düşündüm,kaynadım :))
**
**
Bonelerimizi takıp mutfağa indik.Mutfakta müşteriler için de sürekli bir hazırlık olmasına karşın
düzenden ve temizlikten ödün verilmemiş.
Çalışanlar telaşşsız bir şekilde işlerini profesyonelce yapıyorlardı.
Ustamız sağolsun malzemenin hazırlanış aşamalarını tek tek anlattı.
Sonra bizi hamur ve iç malzemesiyle buluşturdular.
Sonuç nasıldı derseniz yazmayıp sizin hayal gücünüze bırakıyorum.
" Ustasından yemek en güzeli " diye bir anafikir çıkardığıma göre tahmin etmek zor değil.
**
**
İşimizi bitirir bitirmez bonelerimizi bir kenara bırakıp bizim için hazırlanan masamıza geçtik.
Yuvalama ile lezzet turuna başladık.
Sonra içli köftelerimiz geldi.Zahmetine,el emeğine saygı duyarak yedim bu sefer...
**
**
Sırada Ali Nazik vardı.
İtiraz etmedik,onu da afiyetle yedik.
**
 **
Güllüoğlu'ndan baklava yemeden çıkılır mı?Tabii ki hayır.
Yedik mi,yediiiiik....
**
**
Neyse ki Türk kahvelerimizin yanında sindirime yardımcı şerbetlerimiz  geldi de,
yepyeni incirli lokumların tadına  gönül rahatlığı ile baktık,beğendik.
**
 **
Bir de fal bakan olsaydı iyiydi :)
**
Günün özeti;yapmacık değil sahici gülen insanlar var Güllüoğlu'nda..
Fatih Güllü'yle tüm gün oturup sohbet etseniz hiç canınız sıkılmaz.
Canan Hanım misafirini rahat ettirmeye çalışan bir ev sahibi gibi.
Kulağı daima sizde,tek tek herkesle ilgileniyor.
Kendimi evimde gibi hissettim sözü burada gerçekten bir anlam kazanıyor.
Keyifli geçen saatlerin ardından
Güllüoğlu'nun bizim için hazırlanmış çifte kavrulmuş lokumlarını da alıp
günü noktaladık.
Hem Güllüoğlu'na hem de
beraber güzel vakit geçirdiğim tüm blogger arkadaşlarıma teşekkürler..
SEVGİYLE VE TATLI KALIN....
**
Meraklısına....


ve






14.10.2013

USTASINDAN İÇLİ KÖFTE TARİFİ

İÇLİ KÖFTE
SELAM...
Geçtiğimiz hafta Güllüoğlu Ümitköy Şubesi'ne davetliydik.
Daha önce de Ankaralı Bloggerlar olarak  buraya kahvaltı için davet edilmiştik.
**
Bu kez içli köfte workshopu için oradaydık.İnanılmaz keyifli bir gün oldu.
Sayın Fatih Güllü ve Canan Hanım'ın sıcak konukseverliği ile geçirdiğimiz 
bu güzel günü ayrıca yazacağım.
Şimdi fotoğrafı görüp te '' içli köfteleri nasıl yaptınız,yok mu bunun bir tarifi? " diyenler için
işte Güllüoğlu'nun ustasından alınmış 10 kişilik tarif...
**
Hamur:

  • Sıcak suyla haşlanıp 20 dk bekletilmiş 200 gr ince bulgur
  • 1 yumurta
  • 15 gr tuz
  • 10 gr acısız kırmızı toz biber
  • 40 gr haşlanmış patates
  • 50 gr çiğ köftelik kuzu (ya da dana) yağsız kıyma

    Tüm malzemeler karıştırılarak hamur iyice kıvam alana kadar yoğurulur.
    **

    İç Harcı:
  • 300 gr normal yağlı kuzu kıyma
  • 150 gr kuru soğan
  • 40 gr küçük tane halinde ceviz içi
  • 10 gr tuz, 10 gr kimyon, 5 gr karabiber, 5 gr acısız kırmızı toz biber

         Önce kıymamız kendi yağıyla kavrulur.Sonra  küçük doğranmış soğanımız eklenip kavrulmaya devam edilir.Toplam 45 dakika kadar kavrulur.Suda bekletilen cevizler ve baharatlar ilave edilir.
     Buraya kadar zor olan birşey yok.İşin en ustalık isteyen kısmına gelince onu size Durdu Usta anlatsın.

     
    **
    Hamur izlediğiniz gibi oyulduktan sonra içerisine kıymalı harç konarak kapatılır ve şekil 
    verilir.Son aşama ise kızgın yağda kızartmak.
    Benim ilk içli köfte yapma deneyimim oldu.Başarı yüzdem hakkında konuşmak istemem 
    ama işin püf noktasına dair bazı ipuçları aldım.
    İçli köftenin hamurunu şekillendirirken parmaklarımızı ve elimizi ıslatmamız gerektiğini,
    bunu da yazın soğuk kışın ılık suyla yapmamızın işi kolaylaştıracağını aklıma yazdım.
    Yazdım da bir bakın bakalım bu hıza yetişmek kolay mı ???
    **

     **
    Bugüne dair anlatılmayan çok şey var.Dediğim gibi ayrı bir postta ayrıntsıyla anlatacağım.
    Hem blogger arkadaşlarımla keyifli birgün geçirdim,hem de daha önce cesaret edemeyip
    denemediğim içli köfteyi yaptım.
    Şimdilik yapımı  zor gelse de umut her zaman vardır değil mi:))
    **
    SEVGİYLE KALIN...



11.10.2013

KÖZLENMİŞ PATLICAN ÇORBASI


MERHABA...
Daha önce iki farklı etkinlikte tadına bakma şansı bulduğum köz patlıcan çorbasını 
en sonunda denemeye fırsat buldum.
İlk etkinlikteki  çorba ikincisine göre daha yoğun ve lezzetliydi.
Patlıcanlar ağıza gelmiyordu ama  közlenmişliğin verdiği hoş lezzet çorbaya hakimdi.
O nedenle ben de tarifimi beğendiğim haliyle yaptım.
**
*4-5 közlenmiş patlıcan
*1 yemek kaşığı tereyağ
*1 yemek kaşığı zeytinyağı
*2 yemek kaşığı un
*2 diş sarmısak
*Et suyu
**
Közlenmiş patlıcanları ufak parçalar halinde doğrayalım.
Tencereye yağımızı,sarmısağı ve unu koyup hızlıca karıştırarak kavuralım.
Daha sonra üzerine patlıcanı ve et suyunu ekleyelim.
Suyu çorbanın yoğunluğuna dikkat ederek yavaş yavaş eklersek
çok sulu olmasına engel oluruz.
İçerisine tuz,karabiber v.b baharatları ekleyerek pişirelim.
**
Pişirdikten sonra  çorbayı blendırdan geçirdim.
Eğer patlıcanlar içinde görünsün isterseniz öyle de bırakabilirsiniz.
Sarmısağı da yakışacağını düşündüğüm için ekledim.
Yine arzuya göre üzerine kırmızı biberli yağ gezdirebilirsiniz.
**
Patlıcanı çok sevmiyor olsam da bu çorbanın güzel bir tadı var. 
Hep aynı çorbayı yapmaktan sıkıldıysanız deneyin derim...
**
AFİYETLE KALIN..
NOT:Biliyorum iyi fotoğrafçılar tabaktaki gölgeyi beğenmeyecekler.Çekim akşam saatine kalınca
gölgeler kaçınılmaz oluyor.Ama tavsiye üzerine şu ışık çadırı olayını öğreneceğim...

1.10.2013

SARAY HELVASI

MERHABA...
Hava soğudukça evde geçirilen zamanlar artıyor.Bu zamanlara eşlik eden
lezzetler de sonra kilo olarak dönüyor.
Dün CHEFika'nın attığı saray helva twitini görünce 
sabahı zor ettim.
Yapımının da bu kadar kolay olduğunu bilsem
daha önce yapardım.
Baktım çok pratik hemen işe koyuldum.
Baştan uyarayım ; yüksek oranda kalori içeriyor.Tam bir bomba.
*
Sevgili Şefika Günyel malzemleri şu şekilde vermiş;
2,5 su bardağı un
2 su bardağı pudra şekeri
250 gr. teremyağ
1 su bardağı ince çekilmiş ceviz
(isteğe bağlı)
 **
 ** 
Bir tencerede tereyağını eritirken bir yandan da teflon tavada unumuzu kavuruyoruz.
Unu çok koyulaştırmadan kokusu çıkana kadar kavuralım.
Daha sonra karıştırma kabına aldığımız unumuzun üzerine
ceviz içini ve pudra şekerini karıştıralım.
En son da yağı üzerine ekleyip önce kaşıkla biraz karıştırıp,
sonra sıcaklığına dikkat ederek yoğuralım.
En son işlem helvamızı bir borcama koyup iyice bastırarak yaymak.
Soğuyunca kare ya da baklava şeklinde 
dağılmamasına dikkat ederek dilimleyip buzdolabına kaldırın.
Çayın,nescafenin,kahvenin yanına yakışan enfes bir tatlı.
Ben buradaki ölçülerin yarısını yaptım.
Çok olursa çok yenir mantığıyla kendime bir sınır koydum:)
Deneyin,seveceksiniz...



Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...