29.11.2013

ODTÜ GASTRONOMİ TOPLULUĞU İLE KEYİFLİ BİR YEMEK

 Selam...
Pazar akşamı LA FOULE ANKARA 'nın davetlisi olarak
aralarında Mide Mühendisi ve Mutfakta Feyza Var  gibi blogger arkadaşlarımın 
olduğu 6 kişilik grup biraraya geldik.
Odtü Gastronomi Topluluğu o gece keyifli bir yemek yiyecek,
içlerinden üç arkadaş ta mutfakta yeteneklerini sergileyeceklerdi.
**
 **
Genç arkadaşlarımız yemek yapmak için hazırlanırken
bizler de La Foule'nin hoş ikramlarından atıştırdık.
Şefin trüf mantarlı,tarhun soslu,incirli-nar soslu bifteklerinin
tadına baktık.
Ben en çok trüf mantarlı olanı beğendim.
 **
 **
Hazırlıklar tamamlanınca mutfağa geçtik.
Bir yandan fotoğraf çekmenin bir yandan yapılan yemeği izleme telaşındaydık.
Bizim küçük kalabalığımızın arasında
gençlerin yemek yapma konusundaki profesyonelliklerini takdir ettim.
Örneğin ben bir başkası bakarken yemek yapmayı sevmem.
Düşünün ki onlar bu telaşın içerisinde gayet başarılı bir iş çıkardılar.
**
 
**
Hazırlanan yemekler sebzeli tavuk,kremalı ıspanaklı tavuk ve 
karamelize soğanlı mantar soslu biftekti.
Üçüne de çok özen gösterilmişti.
Sunumları güzeldi.
Tabii ki en lezzetlisini seçmek zorunda olduğumuzdan oyumuzu
B.Batuhan Akyol'un yaptığı 
mantar soslu biftekten yana kullandık.
Çünkü et tam kıvamında pişirilmişti.
Eti bu şekilde pişirebilmek  övgüyü hakediyordu.
Üstelik üzerindeki mantar sos ve kremalize soğanlar da 
ete çok yakışmıştı.
Sonuç olarak bu gençler yemek yapma keyfini
başarıya dönüştürmüşlerdi bence.
Üçüne de emekleri için teşekkür ediyorum.
Gecenin ev sahibi La Folue'ye ise ayrıca teşekkürler.
Böyle bir organizasyonla yemekle ilgili grupları biraraya getirmeleri
çok güzel oldu.
Mekan çok şık ve enerji doluydu.
Yolunuz düşer de uğrarsanız bu sıcaklığı 
siz de hissedeceksiniz.
SEVGİYLE VE NEŞEYLE KALIN.







26.11.2013

ŞEF YUNUS EMRE AKKOR İLE OSMANLI MUTFAĞI'NI KONUŞTUK

SELAM...
Ankara'ya geleceğini söyledi.
Odtü Gastronomi Topluluğu ile programı olan şefimiz
biz Ankaralı Yemek Bloggerları ile de biraraya gelebileceğini söylemiş.
Bu ince davranışa ve Yasemin'in güzel davetine kayıtsız kalmak olmazdı tabii.
Büyük bir zevkle o buluşmaya gittim.
**
**
Bir yemek bloggerı olarak yemeğin ustaları ile sohbet edebilmek,
her cümlesinden yeni bir şeyler öğrenmek şüphesiz ki çok güzel.
Sayın Yunus Emre Akkor sadece yemek yapan değil,
yemeğin tarihine inebilmiş bir şef.
"Osmanlı Deniz Mutfağı" isimli kitabı ile 
"Gourmand World CookBook" yarışmasında 
2012 yılı "Best Fish and Seafood Book" ödülünü kazanmış.
Bu kitap ile deniz ürünlerinin Osmanlı Mutfağı'ndaki yerini ve önemini de
somut belgelerle göz önüne sermiş.
**
 **
O gün şefimizin  "Osmanlı Yemekleri" adlı yeni kitabını da inceleme şansı bulduk.
Yine derin tarihsel bir araştırmaya dayanan kitap bana göre
yemek kitapları arasında başucu kitabı olabilecek kapasitede.
Unuttuğumuz,belki de daha önce hiç duymadığımız,
hatta yapımı sandığımızdan daha kolay ve lezzetli tariflerle dolu.
Üstelik her birinin hikayesi de var.
Kendi tarihimiz ve kendi tariflerimizle dolu.
Üstelik kitap çok büyük bir teknolojik özellik taşıyor.
Burada yazıp sürprizini bozmak istemem.
Kitabı aldığınızda bu özelliği de kitabı vazgeçilmez kılacak bence :)
**
Şefimizle yaptığımız keyifli kahvaltıda bize
Yemek Tarihi Araştırmacısı Sayın Tolunay Sandıkçıoğlu da eşlik etti.
Kendi alanlarında usta iki ismin her cümlesinden ayrı bir şey öğrendik.
İşin mutfağından gelmek diye bir deyim vardır.
Bizim için de " işin mutfağı"
yemeklerin tarihi  ve  hikayesini öğrenmek olmalı.
Benim için günün özeti budur.
Bilgisini,kültürünü süper egoya dönüştürüp etrafına zırh örmek yerine
paylaşmayı,aktarmayı seven insanlar her zaman 
başımın tacıdır.
O nedenle hem Şefimize hem de Tolunay Hanım'a sonsuz teşekkürler..


20.11.2013

PANE PEYNİR ÇUBUKLARI

MERHABA...
Bugün akşam üstü ana oğlu keyif yapalım dedik.
Ata " mozzerella stick " leri bayıla bayıla yer.
" Şimdi olsa da yeseydik " deyince anne olarak
hemen kolları sıvadım.
Evde mozzerella olmayabilir ama bizde çare tükenmez.
**
 **
Buzdolabındaki fesleğenli ve çörekotlu parmak peynirleri
sırasıyla un , yumurta ve galeta unuyla paneledim.
**
**
Sonra kızgın yağda kısa bir süre kızarttım.
Kızarırken gözünüz üzerinde olsun ki  patlayıp dağılmasın.
İşte pratik,lezzetli bir tarif.
Brunch tadında geçen pazar kahvaltısına çok yakışacak.
Sofranız şenlensin :)
 
SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN.



19.11.2013

AKADEMİ 7 'DE 7 BLOGGER

MERHABA..
Geçtiğimiz cumartesi Markör Markalaştırma Ajansı'nda 7 Ankaralı Blogger buluştuk.
Akademi 7 adı verilen bloggerlara yönelik seminerin ilki düzenlendi.
İlk olarak Özel Oytun Türkoğlu bloğumuzu marka haline getirebilmeye
yönelik bilgilerini bizimle paylaştı.
Sosyal medyada daha çok insan tarafından takip edilebilme,
bloğumuzun okuyucu sayısını arttırabilme gibi konular konuşuldu.
Ben ki yıllaaar önce blog yazmaya başladığımda
o ilk yorumla sevinçten havaya uçmuş bir insan olarak 
konuyu çok ilgi çekici buldum.
O zamanlar ne facebook ne twitter yokken
birilerinin bloğu keşfetmesini beklemek çok heyecanlıydı.
**
**
Sonra Selçuk Çınar'la yemek fotoğrafçılığı üzerine konuşmaya başladık.
Özellikle yemek tarifleri paylaşan biz bloggerlar için
fotoğraf çok büyük önem taşıyor.
Öyle zamanlar oluyor ki fotoğraf güzel çıkmadığı için
tarifi yayınlamaktan vazgeçiyorum.
Bu seminerde evdeki imkanlarla neler yapabileceğimizi
keşfetmiş olduk.
**
**
Fotoğrafları her ne kadar makinemle çeksem de
akıllı telefona eklenen ayrı lens,tripod ve kulaklıkla uzaktan fotoğraf 
çekilebildiğini öğrenmiş olmaktan da mutluyum.
**
**
Kısaca pizzanın nefis kokusu eşliğinde çok çalıştık çooook...
**
 **
Bu da benden bir fotoğraf...
Günün sonunda pizzaları mikrodalgada ısıtıp afiyetle yedik.
Ankaralı Bloggerlar ile böyle verimli bir çalışma başlatan Markör'e sonsuz teşekkürler..
Şimdiden ikinci semineri heyecanla bekliyorum.
SEVGİYLE VE BİLGİYLE KALIN..




17.11.2013

PASTIRMA ÇANAĞINDA YUMURTA

pastırma çanağında yumurta
Merhaba...
Geçtiğimiz günlerde Sevgili Feyza'nın bloğunda görür görmez
pastırma çanağında yumurtayı yapmayı aklıma koymuştum.
Ama ne zamandır hafta sonları bir koşturmaca içinde olunca fırsat olmadı.
Bu pazar yine 07:00 ' de uyandık.Çünkü evin benim dışımdaki bireyleri
güneş ışığıyla gözlerini açarlar :)
Benim yataktan kalkma halimse her zaman çok acıklıdır.
Yine de uyum göstermekten başka şansım yok :)
İşte böyle bir pazar.Dışarısı soğuk ve sevimsiz görünüyor.
Harika bir  kahvaltı yapıp gazetelere dalma günü.
Evden çıkasımız yok.
Pastırmalı yumurtaları yapmanın tam sırası.
Tarif yine çok pratik.
Muffin kalıbının içine kağıt kalıpları yerleştirdim ki temizlemek zor olmasın.
Üzerine pastırmaları yerleştirdim.
**
**
Sayısı ve pastırmaya vereceğiniz afilli şekiller size kalmış.
Alt kısım yumurtaların akmasını önleyecek
şekilde kapalı olsun yeter.
Sonra dikkatice yumurtaları içine kırın.Üzerine tuz serpin.
Yumurtaları kırarken dikkat edin.
Benim gibi içine kabuk düşürüp
sonra almak için uğraşırken yumurtayı dışına taşırmayın.
Fırından çıkarınca " kağıt yerine kalıbı yağlasaymışım
daha kolay temizlenirdi "  pişmanlığını yaşamayın :)
**
**
Siz hazırlıklarınızı yaparken fırınınız da 200 derecede ısınsın.
Patırmalarınızı fırına verdikten sonra ısıyı
180 dereceye düşürüp pişirin.
Ev halkı çok pişmiş sevdiğinden öyle pişirdim.
Siz sulu seviyorsanız pişme süresini 
ona göre ayarlayabilirsiniz.
İyi bir hafta dilerim.
SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN...



15.11.2013

YOĞURT ÇORBASI


SELAM...
Yemek yapmaya başladığım yıllardan itibaren
pişirmeyi en çok sevdiğim çorbadır Yoğurt Çorbası.
Tadına bakanlardan da her zaman olumlu not almıştır.
Sanırım sevgiyle yapılan yemeğin gücü bu olsa gerek.
4 kişilik bir yoğurt çorbası için
yarım çay bardağı
pirinci üzerini bir-iki parmak geçecek kadar su ile haşlayın.

Bu arada 500 gr yoğurdu içine 1 adet yumurta kırarak iyice karıştırın.
Sonra 2 yemek kaşığı unu yoğurda ekleyin ve çatal yardımı ile 
iyice pürüzsüz hale getirin.
Pirinçleri haşladığımız sudan  bir miktar yoğurda ekleyip karıştırın.
Böylece  kesilme riski ortadan kalkar.
Bir yandan yoğurdu tencereye aktarırken 
bir yandan da karıştırın.
Koyuluğuna göre su ekleyin.
Başta suyu az ekleyin ki çorba çok sulu olmasın.
Koyu olursa çaresi var çünkü.
Kaynamasını beklerken arada karıştırın,pirinçler tencerenin dibine yapışmasın.
Yaklaşık 5-6 dakika kadar kaynayınca tuz ekleyin.
Tuzu ilk başta eklerseniz yoğurt kesilir.
Tuzla biri-iki taşım daha kaynayınca ocağı kapatın.
Ayrı bir tavada zeytinyağında kırmızı biber ve naneyi kızdırın.
Ben biraz da salça ekliyorum,daha lezzetli oluyor.
Yağı çorbanızın üzerinde gezdirin.
Mis gibi çorbanız hazır.
Afiyetler olsun.
SEVGİYLE KALIN..




13.11.2013

ETLİ MANTAR SOTELİ KABAK GRATEN

ETLİ MANTAR SOTELİ KABAK GRATEN
 Selam...
Dün sabah yeni keşfim olan Planet Mutfak kanalını seyrediyordum.
Bu kanalda çok beğenerek izlediğim bir program var.
İdilika'nın Ege Mutfağı...
Çok güzel Ege Yemekleri yapıyor.
Tarifleri öyle  içtenlikle anlatıyor ki hemen mutfağa koşasınız geliyor.
Yapmacık değil,samimi bir insan.Bir kere seyredin hak vereceksiniz.
İşte bu sabah ta kendisiyle twitter üzerinden konuşurken
bugün ne pişirsem derdine düştüğümü söyledim.
Bana mantar,et ve kabak üçlüsünden bu yemeği önerdi.
Uzun zaman olmuştu kabak graten yapmayalı.
Hep kıymalı yapardım,bu kez tavsiyeye uyup 
etli ve mantarlı yaptım.
Tarifine gelince...
Önce 250 gr kadar kuşbaşı doğranmış eti bir tencereye alıyoruz.
Bıraktığı suyu çekene kadar arada karıştırarak soteliyoruz.
Daha sonra üzerini geçecek kadar sıcak su ekleyip eti pişiriyoruz.
Başka bir tencereye zeytinyağı  ,ince doğramış soğan ve yeşil biberi 
koyarak soğanın rengi pembe olana kadar kavuruyoruz.
Doğradığımız 1 paket mantarı ve 1 yemek kaşığı salçayı da ekliyoruz.
Mantarlar suyunu çekene kadar kavuruyoruz.
Sonra biraz et suyu ve eti ekliyoruz.
 Tuz ve baharatların çeşidi ve miktarı size kalmış.
Beş dakika kadar da bu şekilde kaynıyor.
Mantarlar kavrulduktan sonra çok kısa sürede pişmiş oluyor.
**
Bu arada kabakları ince bir şekilde uzunlamasına doğruyoruz.
Dilerseniz halka halka da doğrayabilirsiniz.
Sonra bir tavanın her tarafına zeytinyağı sürüp kabakları
bu şekilde ızgara yapıyoruz.
Kızartmadığımız için yemeğimiz de ağır olmuyor.
Sonra kabakları fırın kabına diziyoruz.
İsterseniz  fırın kabını hafifçe yağlayabilirsiniz.
Ben yağlı kağıt kullandım.
**
 **
Kabakları boşluk bırakmayacak şekilde dizdikten sonra
üzerine mantar sotemizi suyunu süzdürerek yayıyoruz.
Mantarlı harcın üzerine yine kabakları diziyoruz.
**
Sıra geldi beşamel sosa...
2 yemek kaşığı tereyağını ocakta erittikten sonra 2 yemek kaşığı unumuzu ekleyip
hızlı hızlı karıştırıyoruz.
Unu hafifçe kavurduktan sonra 2 su bardağı sütü tencereye döküp
karıştırmaya devam ediyoruz.
Kaynayınca bir çay kaşığı kadar tuz ve biraz karabiber ekliyoruz.
Ocağın altını söndürüp yemeğimizin üzerine 
spatula yardımı ile yayıyoruz.
**
180-200 derecede 20 dakika kadar pişiriyoruz.
Fırından almanıza yakın üzerine kaşar rendesi ekleyebilirsiniz.
Ben Muratbey Naturena Fesito otlu krem peynirini kullandım.
Farkındayım uzuuuun bir tarif oldu ama yapması 
bu kadar zahmetli değil inanın :)
SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN...






12.11.2013

ROKA SOS

SELAM..
Balık bu kadar bol iken yemeden olmaz.
Yanına salatası ve yeşilliği eklenince hem besleyici
hem de lezzetli bir yemektir.
Roka bu yeşillilerden biridir.
Ama acımsı tadı yüzünden özellikle Ata hiç yemez.
O nedenle de bu kez rokayı sos halinde hazırlayıp
Ata'nın sevebileceği hale getirdim.


  •  Yarım demet roka
  • Onun yarısı kadar maydanoz (isteğe bağlı)
  • 3 yemek kaşığı zeytinyağı
  • 1 tatlı kaşığı limon
  • 1 diş sarmısak
Tüm malzemeleri rondodan geçirin.
Damak tadınıza göre yeşillik ve zeytinyağının
miktarını değiştirebilirsiniz.
Çok lezzetli ve her tür balığın yanına yakışabilecek bir sos.
Deneyecek olanlara şimdiden afiyet olsun.
SEVGİYLE VE AFİYETLE KALIN.

8.11.2013

Brownie

Merhaba...
Bizim evde Ata tarafından sürekli sorulan bir soru vardır ;
" tatlı bir şeyler var mı? "
Bugün sevgili  Devletşah'ın brownie tarifini denedim.
Beğenilince bloğumda da yer vermek istedim.
  • 160 gram bitter çikolata
  • 110 gram tereyağ
  • 1 su bardağı şeker
  • 2 yemek kaşığı kakao
  • 3 adet yumurta
  • 3/4 su bardağı un
  • 1 paket vanilya
  • İsteğe göre ceviz içi ve damla çikolata 
  • Kabartma tozu kullanılmayacak.
Çikolataları ufak parçalara bölün , yağı da ekleyip benmari usulü eritin.
Çikolata iyice eridikten sonra oda sıcaklığına gelmesini bekleyin
Sonra şeker ve kakaoyu ilave edip çırpın.
Burada Devletşah bilek gücünü önermiş ama ben mikserle çırptım.
Yumurtaları da tek tek ekleyip çırpmaya devam edin.
En son un,vanilya,ceviz içi ve damla çikolatayı ekleyin.
Unu ekledikten sonra çırpıcı ile karıştırabilirsiniz.
175 derecede 25-30 dakika kadar pişirin.
Pişip pişmediğini kontrol etmek için kürdanı batırdığınızda 
browni kürdana yapışmış durumda çıkmalı.
Fırınınıza göre pişme süresini ayarlayabilirsiniz.
Ben denedim ve sonuçtan memnun kaldım.
Szilere de şimdiden afiyet olsun.
SEVGİYLE VE TATLI KALIN...


5.11.2013

ANKARALI BLOGGERLAR GIDA GÜVENLİĞİ SEMİNERİ

Merhabalar...
İnsanın kendi organize ettiği bir etkinlik için yazı yazması ne kadar zormuş.
İki gündür bir yandan fotoğraflar arasından seçim yapmaya çalışıyorum,
bir yandan da 
çok güzel geçen seminerin hiç bir 
ayrıntısını atlamamak için düşünüyorum.
Sevgili dayım Aydın Uslu Yönetim Kurulu'nda olduğu
Ankara Veteriner Hekimler Derneği'nde konuyu gündeme getirip,
olumlu sonuç aldıktan sonra hızla hazırlıklara başladık.
Tüm dernek üyeleri ve çalışanları iki haftalık bir hazırlık dönemine girdi.
Ben de blogger arkadaşlarımla iletişime geçtim.
Ne mutlu ki büyük bir ilgiyle karşılandı.
Sonunda 3 Kasım Pazar günü
 Veteriner Hekimler Derneği Eğitim ve Konukevi'nde
biraraya geldik.
 Seminer aynı zamanda Ankara Veteriner Hekimler  Derneği Yönetim Kurulu'nda olan
 A.Ü.Veteriner Fakültesi Gıda Hijyeni Ve Teknoloji Bölümü'nden Sayın Doç.Dr.Fatma Seda Bilir Ormancı
tarafından verildi.
Uzmanlık alanı "süt" olduğu için Seda Hocamız
sütün tüketimi,peynir çeşitleri,
peynir yapımı ve yoğurt başta olmak üzere
süt ürünleri ile ilgili 
görsel bir sunum eşliğinde değerli bilgiler paylaştı.
Seminer  tüm bloggerların aktif katılımı ve soruları ile
doyumsuz bir hal aldı.
Semineri saat 15:00 te bitecek şekilde ayarlamıştık ama
nerdeyse 17:00 ye kadar sürdü.
Arkadaşlarımın söylediğine göre akşama kadar sürse 
aynı keyifle devam edecekti :))
Araştırma Görevlisi Sayın Güzin İplikçioğlu Çil ise
et ve et ürünleri ile ilgili
yine görsel sunumlarla güzel bir anlatım yaptı.
Et ürünlerinin tüketilmesinde yaptığımız yanlışlar 
en ilgi çekici olandı.
Belki başka bir yazıda seminerdeki bilgilerin 
özetini yapabilirim.Böylece katılamayan arkadaşlarım
için de faydalı olur.
Masalarımızda seminer sonrası sohbetimizi yaparken 
Güllüoğlu'nun ikramı olan kuru pastalarımızı
Doğadan'ın çayları ve Pınar'ın
meyve suyu ve sütleri eşliğinde afiyetle yedik.
Doğadan'ın her blogger için ayrıca hediye paketi vardı.
3M 'in gönderdiği post-itleri
seminer sırasında aldığımız notlarda,blogger ağacımızda ve duvardaki 
Ankaralı Blogger 'lar süslememizde kullandık.
Seminer sonunda tüm blogger arkadaşlarımıza ayrıca 3M 'in gönderdiği post-itler verildi.
Yitik Ülke Yayınları her blogger için ayrı bir kitap ve kitap ayracı gönderdi.
Kitapsever bloggerlar için hoş bir sürprizdi.
Printinsta instagram fotoğraflarını magnete dönüştüren bir firma.
O da Ankaralı Bloggerlara özel hazırladığı magnet hediyesiyle yanımızdaydı.
Trilye Restaurant'ın gönderdiği Sayın Süreyya Üzmez'in
"Trilye'nin Balık Sevdası" kitabı 
yaptığımız çekilişle şanslı bloggerlara hediye edildi.
Vet. Hek. Derneği  de ayrıca her blogger için
faydalı bilgiler içeren dergi ve broşürlerden oluşan bir paket hazırlamıştı.
Bir diğer sponsorumuz ise
Seminerimiz için İstanbul'dan gelen Aysun  Hanım
peynir çeşitleri ile  görsel bir şov hazırladı.
Seminer bitiminde tüm bu çeşitlerden tadım yaptık
Üzerine krem peynir sürülmüş ekmekleri,çeşit çeşit peynirleri
yedik de yedik.
Seminerin konusuna uygun olarak bize böyle güzel bir şekilde eşlik eden ve sunum
dışında her blogger için peynir çeşitleri ile dolu 
hediye kutusu için
Muratbey'e ayrıca teşekkür ediyorum.
Diğer arkadaşlarım da sayfalarında paylaştığında 
 bu keyifli günü  farklı yönleriyle
okuyabilirsiniz.
 Bu güzel seminer için bize mekanını ve tüm imkanlarını
seferber eden Ankara Veteriner Hekimler Derneği,
Seda Hocam ve Asistanı Güzin Hanım
kendi işleri yanında bizim için de böylesi bir hazırlık yaptıkları için
çok özel bir teşekküre layıklar.
Ayrıca görsel sunumun ilk girişinde 
bloğumun logosonu kullanarak beni ayrıca gururlandırdılar.
A.Ü.Vet. Fak.Biyoistatistik A.D. Araştırma görevlisi 
aynı zamanda Dernek Bülteni'nin yardımcı editörü 
olan Sayın Doğukan Özen'e de yardımları yanında bu güzel günü fotoğrafladığı için
teşekkürler..
Derneğin sekreteri Hülya Karahan ve serviste bize yardım eden 
Murat Atak'a da pazar gününü bizlere ayırıp verdikleri destek için
çok teşekkür ediyorum.
 Sponsor firmalarımız 
aradığım andan itibaren gayet ilgili davrandılar.
Hızlı ve düzenli bir şekilde ürünlerini gönderdiler.
Hepsi de gönlü bol davrandı.
O nedenle hepsine ayrı ayrı teşekkürler.
Ben ne kadar çok güzeldi desem de anlamı olmaz biliyorum.
Eksiklerim,gözden kaçırdıklarım olmuştur mutlaka.
Tüh keşke şunu da yapsaydım dediğim şeyler oldu.
Bazı şeyler bir sonraki etkinlikler için tecrübe oldu.
Bu koşuşturma içerisinde gözden kaçırdığım ayrıntılar,
ilgilenemediğim kişiler olduysa beni affetsinler.
 Bu yazıyı tamamlamış olmanın huzuru içerisindeyim :)
Başka etkinliklerde buluşmak dileğiyle ...
SEVGİYLE VE BİLGİYLE KALIN..







1.11.2013

BONİBONLU KURABİYE

 Selam....
Bugün öğleden sonra Ata ve arkadaşları ders çalışacaklar.
O nedenle seveceklerini düşünüp bu kurabiyeleri yaptım.
Yapılışına gelince;
*80 gr. bitter çikolata
*80 gr tereyağı
*1 yumurta
*1 su bardağı pudra şekeri
*1,5-2 su bardağı un
*Yarım su bardağı kakao
*Yarım paket kabartma tozu
*2-3 paket bonibon

Tereyağını ocakta eritelim.Altını söndürdükten sonra çikolatayı ekleyelim.
Tereyağının sıcaklığıyla eriyecektir.
Bu karışı biraz soğuyunca önce yumurtayı ekleyip çırpalım.
Sonra da tüm malzemeleri karıştırıp yoğuralım.
Her zamanki gibi unu azar azar ekleyelim.
Sonra ceviz büyüklüğünde parça alıp elimizde yuvarlayıp,hafifçe bastıralım.
Yağlı kağıt serilmiş tepsiye yerleştirelim.
En son bonibonları üzerine dizelim.
Pişerken bonibonlar çatlamıyor ama benimkiler kutudan kırık çıktı.
180 derece ısıtılmış fırında 12 dakika yetiyor.
Kurabiyeler fırından içi yumuşak ve çatlamış  bir şekilde çıkıyor.
Soğudukça o yumuşaklık kıvama geliyor.
Şimdiden afiyet olsun.
SEVGİYLE KALIN.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...