29.08.2012

BU ZAFER BİZİM!!!!!

SELAMLAR,
Evimin camına bayrağımızı asarken gözlerim doluyorsa bu topraklardaki tüm şehit ve gazilerimize yüreğimin bir şükran göstergesidir.
İçinizdeki vatan aşkını çocuklarınıza da yaşatın.Onlar bizim gibi bayramlarımızın coşkuyla kutlandığı zamanları yaşayamıyorlar çünkü.
Hani hep denir ya 'bu vatan kolay kazanılmadı 'diye.Şu an bile birileri bu topraklar uğruna canını  ortaya koyuyor.O yüzden bu zaferin de,bu toprakların da kıymetini bilelim.
Tüm sokakları bayraklarla donatıp,coşkuyla kutlayalım bayramımızı...
ZAFER BAYRAMINIZ KUTLU OLSUN....


26.08.2012

BRÜKSEL'DEKİ KOCAMI ŞEHİR KAMERASINDAN İZLİYORUM:))

HERKESE MERHABALAR....
Teknolojinin bizlere sunduğu olanaklar öylesine gelişti ki...Bunun çok olumlu yönleri olduğu gibi kuşkusuz hayatımızı kısıtlayan yönleri de var.
**
Bugün benim anlatacağım olay hangisine girer ,okuyun siz karar verin:))
Eşim yaklaşık 1 ay kadar önce iş toplantısı için Brüksel'e gitti.İlk başlarda biz de bu yolculuğa dahil olmak üzere planlarımızı yapmıştık.Sonra Brüksel'in 5 gün boyunca zaman geçirilemeycek bir yer olduğuna karar verip vazgeçtik.Ki bu konuda haklı olduğumuz eşimin tecrübesiyle de onaylanmış oldu.Saat 18:00 de büfeler dahil,tüm mağazaların,avmlerin kapandığı,büyük çoğunluğu göçmenlerden oluşan,çok ta güvenli görünmeyen bir şehirmiş.Hani geçerken bir günlüğüne uğrayıp gezebileceğiniz bir yer.
**
Burada Grand Place denilen turistlerin ve halkın gezdiği büyük bir meydan varmış.Burada sokak çalgıcıları,cafeler ve tarihi yapılar mevcut.İnsanların dolaşıp vakit geçirdiği bir meydan.İşte biz de burayı tüm gün izleyen bir şehir kamerası olduğunu internetten öğrenmiştik.
Öyle ki görüntüyü yakınlaştırıp tüm ayrıntıları görebiliyorsunuz.İşte eşim de orada dolaşırken cep telefonuyla arayıp bize haber verdi.Biz de geçtik pcnin başına.Dolaşırken,yemek yerken O'na eşlik ettik:))
**
Sonra ekran görüntüsünün fotoğrafını çekip facebook'a koyunca yorumlar arka arkaya gelmeye başladı.'Orda bari rahat bırak adamı','mobeseden de takip et bari...'
Şaka bir yana o an dedim ki teknoloji nerelere uzandı.Herşey tek bir tuşun ucunda.Üniversite yıllarında jetonlu telefon kulübelerinde ailemizi aramak için sıra beklediğimiz,eğer telefon jetonu yutmamışsa acele acele konuştuğumuz günler aklıma geldi.Sahi biz cep telefonu yokken nasıl buluşuyorduk ki??
Şimdi kırk kere arıyoruz 'geldin mi,ben geldim,sen nerdesin?'
Örneğin birkaç gün önce de işyerinde büronun içine kamera bağlanacağını öğrendik.Tüm gün bir kameranın önünde çalışmak nasıl bir duygu olacak bakalım.Ayrıca bu ne kadar adildir?İnsanız aksırmaya,tıksırmaya,burnumuzu silmeye ,kaşınmaya gereksinim duyarız.Böyle çirkin hallerimizin kayıt altına alınıyor olması iyi birşey midir?
İnsanın insana güveninin yok olduğuna işaret midir bu?Bakalım yaşadıkça sonuçlarını yazarım.
Yine çenem açıldı.Sonuna kadar sabırla okuduysanız yorumlarınızı bekliyorum.
SEVGİYLE VE ÖZGÜR KALIN.......

23.08.2012

ŞEHİT VE MELEK


Herkese merhaba; Çok uzun yıllar önce daha ben de çok büyümemişken kuzenimi kemik kanserinden kaybetmiştik.O zaman annem 'O artık aramızda değil ama MELEK oldu.' demişti. 'Çünkü çocukların hiç günahı yoktur.Ve Cennet'te mutlu bir şekilde yaşamaya devam ederler.' O zaman bu sözler acımı ne kadar hafifletmişti anımsamıyorum ama hiç aklımdan da çıkarmadım. **** İşte önceki gün GAZİANTEP'teki kalleş saldırıda MELEK olan çocuklar için bu yazım.Günahsız minikler için. Ve hergün acı haberlerini aldığımız şehitlerimiz için.... Şimdi size 'bir saniye için oradaki insanın kendi yakınınız olduğunu düşünün' desem,düşünmeye bile korkarsınız.Kimse kimseye yakıştırmaz ölümü.O analar,babalar,evlatlar da ...O nedenle daha az yazalım,acımız azalır yanılgısına düşmeyin sakın. *** Tüm işlerden elimizi ayağımızı çekip sürekli bir yas havasına girmeyelim,ama bu toprağa canını vermiş insanlara da saygısızlık etmeyelim.Tv lerde 2+9+4+1....diye sayılara indirgediğimiz şehitlerimizi görmezden gelip eğlenceye,futbol yorumlarına vs. ara vermemek te çok can yakıcı oluyor. **** Yazacak öyle çok şey var ki...Neyse siz beni anladınız.Biraz saygı lütfen...MELEKLERİMİZE VE ŞEHİTLERİMİZE.... (fotoğraf Gaziantep meleklerinden Almina bebek)

12.08.2012

KOS ADASI GEZİSİ







SELAM,

Karabatak misali arada görünüp kayboluyor olsam da en azından Kos Adası ile ilgili yazıma birkaç ayrıntı eklemek istedim.

 Bodrum’dan KOS’a gitmek İstanbul trafiğinde bir yere ulaşmaktan daha kolay inanın. Katamaran tarzı kapalı hidrofil tekneler 15 dk.da giderken bildiğimiz feribotlarla 45 dk. süren bir yolculuk yapmanız gerekiyor. Biz ikincisini tercih ettik.Böylece Bodrum’u denizden seyrede seyrede gitmiş olduk.

 Bilet ücretleri ikisinde de değişmiyor.Aynı gün gidip döndüğünüzde12 euro,farklı günde dönecekseniz 20 euro .Çocuğunuz için bu ücretin yarısını ödüyorsunuz.
Ayrıca yurt dışı çıkış harcı olan kişi başı 15 tl yi de gümrükte ödeyebilirsiniz.Tüm bunlara ek olarak bilmeniz gereken adadan çıkışta Yunanistan tarafından alınan liman vergisi.O da kişi başı 3 euro.

 Kos’ta kalmak için otelimizi daha önceden internette incelemiştik.Oraya gittiğimizde birkaç yer daha gezdik ve sonunda yine aynı yerde karar kıldık.Merkeze yakın olması büyük avantajdı.Hotel Catherine güleryüzlü sahipleri ile de bizi mutlu etti.
Anne ,baba ve genç bir kızdan oluşan bu aile tüm müşterilerine  aileden biri gibi davranıyor. Örneğin kahvaltıya indiğimizde bize hemen Türk kanallarını açıp kumandayı da veriyorlardı. Ücretine gelince oda fiyatı 30 euro idi.Kahvaltı isterseniz kişi başı 5 euro ödüyorsunuz.
Biz de bu şekilde tercih etmiştik ama açıkçası pişman olduk.
 Çünkü kahvaltı damak tadımıza uygun değildi.Dışardaki cafelerde aynı fiyata farklı kahvaltı seçenekleri bulabileceğimizi sonradan keşfettik.

Ada daha limana ayak bastığınıza temizliği ile sizi cezbediyor.Çevrede çok az çöp tenekesi olmasına karşın yerelerde hiç çöp almaması bizim açımızdan şaşırtıcı tabii.
Özellikle de Bodrum’da limanın o pis halini gördükten sonra!!!

Ayrıca kaldırımlarda çift şeritli bisiklet yolları olduğundan bisiklet kiralayıp adayı bu şekilde de dolaşmanız mümkün.Öyle ki nerdeyse yaya yolundan daha geniş.

Adada denize de girdik.Sahil boyunca dizilmiş cafelere ait şezlongları hiçbir ücret ödemeden kullanabiliyorsunuz.Birşey yiyip içecekseniz bu cafelerden almanız gerekiyor.
Ama almazsanız da kimseye karışmıyorlar.

Onun dışında City Bus Train ile iki farklı şehir turu yaptık.Kişi başı 4 euro idi ve yaklaşık 20 dk. sürüyordu.
Yunus heykelinin yanından kalkan city bus train’le yaptığımız  tur daha güzeldi.

Yemek olayına gelince fiyatlar çok pahalı değil.
Örneğin Bodrum’da 10 tl ödeyerek aldığınıznız bir tabağı orada 10 euro’ya alabiliyorsunuz .
Ama porsiyonlar o kadar fazla ki çoğu yerde iki kişilik alıp üçümüz yedik. 
Biz özellikle deniz ürünlerini tercih ettik.
Köfte dışındaki her şeyi rahatlıkla önerebilirim.

 Kısacası gidelim mi,kalalım mı diye çok düşündüğümüz Kos gezisinden biz çok memnun ayrıldık.İnsanlar güleryüzlü ve kibardı.
Hemen hepsi birkaç yabancı dil biliyorlar.
Ne esnaf ne de garsonlar ısrarlı ve yapışkan değiller.
O yüzden rahatça dolaştık.
Kısaca Kos Adası gitmek için önerebileceğim bir yer.
Fırsatım olursa yine gitmek isterim.

SEVGİYLE VE MUTLU KALIN...








Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...